SÖKE’NİN ÇEVRE SORUNLARI ARTIYOR
Söke organize sanayi bölgesinde yer alan endüstriyel tesislerin, çevre kirliliğine yol açan olumsuz etkilerini yerinde inceledik.OSB’de yer alan fabrikaların bacalarından çıkan kimyasal gazların, enerji ihtiyacı için yakılan yakıtların ve bu işlemlerle birlikte bacalardan havaya atılan ve koca bir şehrin üzerini örtü gibi saran hava kirliliğinin görüntülerine tanıklık ettik.
KARAATLI’NIN GARİP LEYLEĞİ YERE İNDİ
Aydın bölgesinde ilk gelen leyleklerden biri olan Söke’ye bağlı Karaatlı köyüne gelen Garip ismindeki leylek havalar soğuyunca sıkıntıya düştü. Düz ovada pamuk tarlaları arasına kurulmuş olan Karaatlı Köyü, özellikle poyrazın estiği dönemlerde soğuğun şiddetli görüldüğü yerleşim yerlerinden biri.
Diğer köylere göre rüzgarın şiddetini kesecek doğal bir tepe vb. bariyer olmadığından, geçtiğimiz haftadan beri devam eden soğukların Garip leyleği de olumsuz etkilediği görüldü.
DENİZİN ALINTERİ VE DENİZ KABUĞU SANATI
Çarşamba Söyleşilerine bu hafta Berkant Akbacak’ı konuk ettik. Turizm sektöründe 7 ay çalışan ve yılın kalan zamanlarında deniz kabuğu el sanatlarıyla uğraşan ve fotoğraf sanatına olan düşkünlüğüyle çekimler gerçekleştiren Akbacak, müzisyenlikte yapıyor.
Deniz kabuğu sanatı ve Denizin Alınteri konusunda bir sunum gerçekleştirildi.
AVŞAR’IN İLK LEYLEĞİ GELDİ
Baharın müjdecisi olarak bilinen leylekler geçmiş yıllara oranla iklim değişikliğinin etkileriyle daha erken gelmeye başladılar.Söke'ye bağlı Avşar köyünün ilk leyleği de köye gelerek yuvasını sahiplendi. “Köyüne Gelen Leyleği İlk Görene 1 Çuval Un” kampanyası kapsamında, Avşar muhtarı Bedri Avcı’yla birlikte leyleği ilk gören Ayşe Kavas’a un çuvalı teslim edildi.Leyleğin yuvasının evinin önünde olduğunu, onları komşusu olarak gördüklerini, gelişlerinden, yavrularını büyütüp göçe gidecekleri ana kadar sürekli izlediklerini ve leylekleri çok sevdiklerini söyleyen Ayşe Kavas bu yıl leyleği ilk görmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
YİNE ÇİZGİLİ BİR YUNUS KARAYA VURDU
Selçuk Tarım İlçe Müdürlüğü’nden, Pamucak sahilinde Küçük Menderes Nehri’nin denize döküldüğü alana yakın kıyıya bir Yunusun vurduğu ihbarı geldi.Yaptığımız incelemelerde, 2.12 m boyunda Çizgili bir Yunus (Stenella coeruleoalba) olduğu ve herhangi bir yara ve kesi izlerine rastlanmadığı görüldü. Yunusun üzerindeki ağ izlerinden hedef dışı av olarak trol ağlarına yakalandığını ve su yüzeyine çıkamadığından boğularak öldüğünü düşünmekteyiz.