19. yüzyılda Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde doğal olarak yaşadığı bilinen Dama dama türü Alageyik, özellikle usulsüz avlanma ve yaşama ortamlarının bozulması sonucunda sadece Antalya-Düzlerçamı yöresinde az sayıda kalmıştı. Türün yok olmaması için yaşam alanları olan bölgelere de taşınması konusunda bir tartışma başlatılmıştı.
Kuşadası Kadı Kalesi’ndeki kazılarda çıkarılan bir boynuz, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Osteoarkeoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Onar tarafından Alageyik boynuzu olarak tespit edilmişti.
EKODOSD 2009 yılında Kadıkalesi kazı çalışmalarıyla kanıtlanan boynuzla ilgili, Çevre ve Orman Bakanlığı’na bir dilekçe sunarak bir miktar Alageyiğin Antalya’dan Dilek Yarımadası Milli Parkı’na taşınması için talepte bulunmuştu.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Av ve Yaban Hayatı Dairesi girişimiyle, ODTÜ Biyoloji Bölümü bir proje kapsamında bir çalışma başlatmıştı.
İlk aşamada Doç. Dr. C. Can Bilgin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığıyla uygun bitki örtüsü, uygun eğim, uygun iklim, orman rejimi, köylerden uzaklık ve koruma statüsü gibi özellikleri göz önünde bulundurarak ilk elverişli habitat analizi gerçekleştirilmiş, analiz sonucu öncelikli çıkan 3 alanda insan etkisi, başarılı koruma ve rekabet oluşturabilecek yabani türler göz önünde bulundurulduğunda en uygun alanın Dilek Yarımadası Milli Parkı olduğu belirlenmişti.
2011 yılında ilk etapta 21 adet alageyik Antalya’dan getirilerek, Dilek Yarımadası Milli Parkı’na bırakılmıştı.
Alageyik yerleştirme projesi kapsamında Dilek Yarımadası’nda yaşamlarını sürdüren Alageyikler, Milli Park Müdürlüğü tarafından 34 adet fotokapanla takip edilirken sayılarının da 74’e çıktığı tespit edilmiştir.
Alageyikler milli parkın ziyaretçi girişine yasak olan mutlak koruma bölgesinde, avcılık ve diğer insan faaliyetlerinden uzak özgür bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir.
Dilek Yarımadası Milli Parkı Müdürlüğü foto kapanlar sayesinde Alageyiklerin davranışları, beslenmeleri, üremeleri izlenerek kayıt altına alınmakta, kış aylarında olumsuz hava koşullarında yemleme yapılarak, kurak geçen dönemlerde diğer hayvanlarla birlikte su ihtiyaçları için doğal su havuzlarına su temini sağlanmaktadır.
Başta Alageyikler olmak üzere zengin bir yaban hayatının devam ettiği son sığınak olan Dilek Yarımadası’nın, özellikle yangın ve diğer tehditlerden uzak bir şekilde korunması için herkesin dikkatli olmasına ve duyarlılığına ihtiyacı vardır.
EKODOSD/KUŞADASI