22 Mart’ta her yıl daha iyi olmasını beklediğimiz bir Dünya Su Günü’nü daha yaşayacağız. İçme sularımızda, su kaynaklarımızda önemli sorunlar yaşanırken, Ege’nin en büyük akarsuyu olan Büyük Menderes Nehri’nin sorunları da katlanarak artmaktadır. 27 Ağustos 2015 tarihli basın açıklamasında “Büyük Menderes Nehri, Afyon ili kireçtaşı yataklarındaki kaynak sularının, daha sonra havzada diğer yan dere ve çaylarla birleşmesi ile oluşmakta ve üst havzada bulunan İllerden (Denizli, Uşak, Afyon) kaynaklanan kirliliği taşıyarak, İlimize ulaşmaktadır.
Büyük Menderes Nehrindeki kirliliğin Havza bazında değerlendirilmesi gerektiğinden, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce TÜBİTAK'a Büyük Menderes Havzası Havza Koruma Eylem Planı hazırlatılmış, bu Havza Koruma Eylem Planı doğrultusunda Nehir Yönetim Planları oluşturulmuştur. Hazırlanan Havza Koruma Eylem Planı ve Nehir Yönetim Planları dahilinde veri toplama ve değerlendirme çalışmaları devam etmektedir. Söz konusu çalışmalar projelendirilip uygulamaya geçirilecektir. Havza yönetimi gereği Bölge Valileri bir araya gelmekte ve uygulamalar takip edilmektedir. Uygulamalar doğrultusunda Büyük Menderes Nehri kirliliğinde kalıcı iyileşmeler yaşanması için gerekli çalışmalar kesintisiz devam etmektedir.” Denmektedir.
Büyük Menderes Nehri’nde endüstriyel tesislerin arıtmasız atıkları ve evsel atıklarla ilgili bugüne kadar kalıcı iyileşmeler yaşanmadığı gibi, yerelde lokal alanlarda ki sorunlara da bir türlü çözüm bulunamıyor. Bunlardan biri Söke’ye bağlı Sarıkemer’de Büyük Menderes Nehri üzerindeki tarihi Taşköprü’de oluşan atık sorunlarıdır. Her geçen yıl artarak çoğalan çöplerin bariyer görevi gören Taşköprü’de biriktiği görülmektedir.
Su ve atık kirliliğinin yanı sıra, hayvan ölülerinin Büyük Menderes Nehri’ne atılması halk sağlığını yakından ilgilendiren çok önemli bir sorundur.
Sadece dünkü incelemelerde 1 adet İnek, 1 adet koyun ve 1 Adet domuzun Taşköprü bariyerine takıldığı görülmektedir. Yıllardır bu ölü hayvanlar nehre atılmakta, bu konuda da hiçbir araştırma ve çalışma yapılmamaktadır.
Ölen hayvanların, yeraltı sularından uzak bir yere açılacak derin çukurlara üzeri kireç dökülerek gömülmesi gerekirken , bilinçsiz ve duyarsız insanlar tarafından kolaycılığa kaçılıp ”Akarsu mundar tutmaz” denilerek nehre atılmaları, halk sağlığı açısından önemli tehlike oluşturmaktadır. Suya atılan ineğin neden öldüğü belli değil. Bu hayvan biyolojik silah olarak bilinen şarbon hastalığına yakalanmış olabilir. Kuduz ya da tüberkülozlu bir hayvan da olabilir. Bu hayvanları sokak hayvanların da yediği görülmekte, ölen ineğin üzerinde kurbağalar dolaşmakta, kurbağayı yiyecek balıkçıl ve leyleklerinde tehdit altında olduğu görülmektedir.
2 Ocak’ta DSİ Bölge Müdürlüğü’ne buradaki atıkların temizlenmesi için müracaatta bulunduk. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu izin vermiş olsa da, ne yazık ki bu konuda henüz olumlu bir değişiklik yok.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, DSİ Bölge Müdürlüğü iş birliğinde atıkların, hayvan ölülerinin ve su kirliliğinin önüne geçilmesi için bir çalışma başlatılmalıdır. Özellikle ölü hayvanların nehre atılmaması için kırsalda mutlaka bir çalışma yapılmalı, Taşköprü çöpleri acil olarak temizletilmeli, ölen hayvanlar sudan çıkarılarak uygun bir şekilde gömülmeleri sağlanmalıdır.
Nehirlerimiz çöpler ve leşler değil, hem halk sağlığı hem de biyolojik çeşitlilik için temiz sular getirmelidir. Bu konuda yapılan kalıcı iyileştirmelere duyarlı her insan katkı verecektir.
EKODOSD/KUŞADASI