Çarşamba Söyleşilerinin bu haftaki konuğu mimar Evren Mumcu oldu. Türkiye’de sit alanları ve koruma konulu bir sunum gerçekleştirildi.Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı’nda İtalya’da Sit Alanları üzerine Yüksek Lisans yapan Evren Mumcu’nun, İtalya’da üzerinde çalıştığı konu; bu bölgenin bir benzeri olan ve tarihinde ilk liman olan Boretto ve PO nehri çevre düzenlemesi ıslah ve turizme kazandırma projelerinde bizzat yer aldı.
Yapılan sunumda, İtalya’da ve Türkiye’de koruma altındaki bölgelerin kıyaslamaları yapıldı.
Sit alanının tanımı, doğal sit, arkeolojik sit, kentsel sit ve tarihi sitlerin anlamlarını ve kazanımları anlatıldı.
Sit alanlarının seviyeleri, hangi bakanlıklara bağlı bulunduğu, sit alanları imara açılabilir mi, Unesco kalıcı ve geçici dünya miras listesinin tanımı, Türkiye’de bulunan dünya miras listeleri, dünya miras listelerine girmenin yararları örnekleriyle gösterildi.
İtalya’da ki sit alanlarını anlatarak, İtalya’da büyük gemiler yüzünden Venedik şehrinin UNESCO tarafından “Tehlike Altındaki Dünya Mirasları” listesine alınabileceğini söyledi. İtalya’nın pizzayı bile dünya miras listesine aday gösterdiğini, biz de de Bozdoğan pidesi, lahmacun veya baklavanın da gösterilebileceğini belirtti.
Antik Çağ Arkaik dönemde, bugün Kuşadası Güzelçamlı sınırlarında olan PANİONİON’un, Roma Dönemi’ne kadar İyon Devletleri için önemli bir politik, askeri ve dini, kültür birliği merkezi olduğunu, tarihin babası olarak bilinen Herodot bu bölge için “Güneşle denizin, tarihle doğanın birleştiği, yeryüzünün üstünün, gökyüzünün altının en güzel yeri PANİONİON ” diye söylediğini belirtti.
Milli parkın içinde bulunduğu Dilek Yarımadası’nın ekolojik ve coğrafik açıdan Söke’ye kadar uzandığını, kültürel zenginliğinin yanı sıra flora ve fauna açısından da çok zengin kaynaklara sahip olduğunu, bölgenin bütüncül bir şekilde korunması gerektiğini söyledi. Milli Park sit alanının, park bitiminden değil sınırlarının Kurşunlu Manastırı ve Fındıkkale’ye kadar genişletilmesi gerektiğini belirtti.
Yaşamış olduğu Güzelçamlı’da yerel halkla yaptığı görüşmelerde, bölge halkı açısından ekonomik durum, sorunlar ve önerilerle ilgili bilgi verdi.
Latmos Dağları’ndaki maden faaliyetlerinin Sarıçay barajını olumsuz etkileyeceğini, ayrıca bu bölgede geleneksel yaşamı bozan, hayvancılığı, arıcılığı olumsuz etkileyen, doğal peyzajı tamamen geri dönülmez biçimde tahrip eden kültür varlıklarına zarar veren ve insan sağlığını tehlikeye sokan maden faaliyetleri durdurulması gerektiğini belirtti.
“Herodot’un dediği gibi yeryüzünün ve gökyüzünün en güzel bölgesi olan Kuşadası ve Güzelçamlı bölgesini korumak bizler ve bizden sonra gelen her kuşağın boynunun borcudur.” Diyen Evren Mumcu’ya, sunumdan sonra babası Ceyhan Mumcu tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
EKODOSD/KUŞADASI