WWF-Türkiye(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) proje sorumlusu Ayça AKSOY’LA birlikte,
“Bafa’ya Su, Ege’ye Bereket” projesi için, Söke Ovası’nda arazi çalışmaları sırasında,
Avşar Köyü Muhtarı Kerim UYANIK’TAN bir ihbar geldi. Köylerinin girişindeki elektrik
direğinde bir leylek yavrusunun asılı kaldığını haber verdi.
Kerim UYANIK “Sabah 07.30’da evden kahveye gidiyordum. Köyün girişindeki leylek
yuvasında 2 leyleği kavga ederken gördüm. Dikkatli baktığımda leyleklerden
birisinin yavru, diğerinin anne leylek olduğunu anladım. Anne leylek gagasıyla yavru
leyleği kanatlarından tutup dışarı atmak istiyor, yavru da direniyordu. Sonra yavru
dengesini kaybederek yuvadan düştü. Ama bacağının birine dolanmış bir ip olduğundan
aşağıya sarktı, kaldı. Sürekli kanat çırpıyordu. Hemen köyümüzde leylek koruma
çalışmaları yürüten EKODOSD’u aradım. Kurtulmak için kanatlarını çırparak yaşam
mücadelesi veren leyleğin yaşayacağını düşünerek adını da yaşar koyduk.” Dedi.
Leyleklerin elektrik tellerine çarpılarak ölmesine neden olan kazaları önlemek için,
bölgemizdeki leylek direklerine yapay platformlar inşa edip, tellerin belirli yerlerine
yalıtım yapan Söke Aydem Elektrik kuruluşundan Levent BİLGİNER’i arayarak araç
desteği istedik. Aydem personeli tarafından, elektrik enerji hattı kapatılarak yuvada
asılı kalan leylek kurtarıldı.
Kurtarılan leyleği incelediğimizde bir bacağının yavruyken kırılıp, tekrar kaynadığını
tespit ettik. Ancak leylek ayakta duramıyor ve uçamıyordu.
Leyleği Kuşadası’na getirerek, sürekli çalıştığımız veteriner Çağdaş KÜRKLÜ’ ye
muayene ettirdik. Yönetim kurulu Üyemiz kuş uzmanı Yalçın SAK’la birlikte leyleği
inceleyen veteriner Çağdaş KÜRKLÜ; leyleğin ayağının uzun süre önce kırıldığını,
bu şekilde yürümesinin ve uçmasının mümkün olmadığını, birkaç gün gözlemde
tutulduktan sonra ayağına protez takılabileceğini ve bundan sonraki yaşamını
bakıma muhtaç bir şekilde sürdürebileceğini bildirdi.
Avşar Köyü’nde yaşayan Meryem İLGİN, evinin önündeki elektrik direğinde bulunan
leylek yuvasında bir hareketlenme duyunca yukarı bakar. Anne leyleğin küçük bir
yavruyu aşağıya attığını görür. Küçük yavrunun aşağıda bulunan zakkumların üzerine
düştüğünü görünce, hemen yanına gider. Yavrunun canlı olduğunu görür. Sonra
ne olduğunu çok iyi bilirim, eğer bu yavruyu bakmazsam hemen ölürdü.” dedi.
Bir süre baktıktan sonra yavru büyümeye başlayınca bu sefer balıkla beslemeye başlar.
Kocası Avşar Gölü’nden sürekli balık tutar, yavruya balık yetiştiremez olur. Sonra muhtara
“senin leylekçiler geliyordu köye, onlara haber salsana” der. Avşar Köyü Muhtarı Kerim UYANIK “ Gelmişken bir leylek yavrusu daha var, onu da alsanıza” der.
Kuşadası’na getirdiğimiz yavru leyleği koruma altına alarak, şırıngayla su verdik ve
balıkla besledik.
Ekolojik dengenin çok önemli parçalarından biri olan leyleklerle ilgili çalışmalarımızı,
leylek köylerinde sürdürmekteyiz. Leyleklerin korunmasında en önemli unsur yaşam
alanlarının yok edilmemesidir. Bu yıl elektrik tellerinin üzerine yapılan yapay leylek
platformları nedeniyle, henüz bir ölüm vakası yaşanmadı. Ancak leylekler için en
büyük tehditlerden birisi, tarım arazilerine atılan naylon gübre çuvalları ve saman ipleridir.
Leylekler bu malzemeleri yuva yapımında kullandıklarından, genellikle yavruların
boğazlarına ve ayaklarına takılmakta, birçok leylek “Yaşar” leylekte olduğu gibi,
sakatlanmakta ya da sonları ölümle sonuçlanmaktadır. Burada Söke Ovasındaki
çiftçilere büyük görev düşmektedir. Tarımla uğraşanların gübre çuvallarını ve saman
iplerini doğaya atmamaları, hem çevre kirliliğini hem de leylek gibi canlıların
yaşamlarının tehlike altına girmesini önleyecektir. Bu konuda Ziraat Odası gibi
kurumlarla işbirliği yaparak, çiftçilerin bilinçlendirilmesine çalışacağız.