Milas’ın İlçesi’nin, Bafa Beldesi’ne bağlı Beşparmak Dağları’nın güneyindeki
Gölyaka Köyü sınırları içinde bulunan Yediler Manastırı’nın duvarlarının
tahribata uğradığı ve doğu yakasında bulunan duvarın yıkılabileceği ile ilgili
uyarılarda bulunmuştuk.
İlgisizlikten dolayı bölgenin en önemli tarihi manastırında gözle görülür tahribatların
olduğu ve yağmurlu bir günde doğu yakasında bulunan duvarın çöktüğünü
tespit ederek, bir raporla ilgili kurumlara bildirmiştik.
Muğla Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne bağlı Milas Müze Müdürlüğü uzmanlarınca
bir inceleme yapılmış ve inceleme raporlarında; Yediler Manastırı kompleksinin
yakın tarihte değil olasılıkla daha eski dönemlerde zarar gördüğü şekilde belirtilmişti.
Manastır yakınlarında bir kaya oyuğuna resmedilmiş, Hz İsa’nın doğumundan
ölümüne kadar betimleyen fresklerin gün geçtikçe bozulduğunu ve korunması için
etrafına demir parmaklıkların yapılarak, konukların da dışarıdan
izlemeleri konusunda bir öneri sunmuştuk.
Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün derneğimize göndermiş olduğu ilgi yazısında;
Tarihi Yediler Manastırı’nın korunması amacıyla, İzmir Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü
ve Milas Müze Müdürlüğü’nün ortak çalışmaları kapsamında; söz konusu alana tarihi
çevre duvarı ve fresklerin olduğu kayaya parmaklık ile manastıra ulaşan güzergahta
yol çalışması yapılmak üzere proje çalışmalarına başlanıldığı bildirilmiştir.
Projede belirtilen Yediler Manastırı’na yol açılmasının öncelikle Beşparmak Dağları’nın
doğal yapısını, bitki örtüsünü tahribata uğratacağını, yüzlerce yıldır yaya olarak
inilip-çıkılan döşeme yolların bozulacağını, yolun açılmasının yöre insanının
ekonomisini doğrudan olumsuz olarak etkileyeceğine dair çekincelerimizi bildirmiştik.
Muğla İl Kültür Müdürlüğü’nün ilgi yazısında; söz konusu manastıra yol
açılmasının yaratacağı olumsuzluklara değindiğimiz ve proje hazırlanırken
bu durumun dikkate alınması talebimiz, belirtilmiştir.
İzmir Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü ve Milas Müze Müdürlüğü’nün ortak çalışmaları
kapsamında hazırlanacak projenin, Yediler Manastırı’nın geleceği konusunda
umut verici ve sevindirici bir gelişme olarak düşünmekteyiz. Umarız
yol çalışmasının da düşünülen projeden çıkarılarak, patika yolda bir iyileştirme
çalışması yapılır. Bu durum en çok Kapıkırı ve Gölyaka’da yaşayan yöre insanlarının
ekonomisine olumlu katkı yapacağına ve definecilerin tahribatından koruyacağına inanıyoruz.
YEDİLER MANASTIRI ( KELLİBARON )
Bugün Yediler Manastırı olarak bilinen Kellibaron’daki Lavra’nın, 10. yüzyılda
varlığı bilinmektedir. Lavra’nın mevcut binaları bugün harap durumda olmasına rağmen,
geniş alana yayılırlar ve T. Wiegand’ın onları bulduğu haldedirler.
Latros Dağı’nın güneybatı eteğindeki manastır, arazinin dik eğimi nedeniyle
üç farklı seviyededir ve çevre duvarları sürekli olmayıp yer yer kayalarla
kesilmekte ve avlu yükseltilmektedir. İkisi aşağıda ve bir tanesi de üst manastır
kesiminde bulunan üç küçük kilisesi vardır. Topografya sebebiyle güneydoğu-kuzeybatı
ekseninde uzanan güney kilise, batıdaki uzatılmış narteksi ile tek nefli bir yapıdır.
Güney kilisesinin doğusundaki bir diğer tek nefli kilisenin ise yalnızca izleri
günümüze ulaşabilmiştir. Aşağı manastırdaki diğer önemli yapı trapezedir.
Apsisin doğu ve batı duvarları boyunca üç yan mekan sıralanır. Fakat bugün
sadece batıdakiler bir miktar ayakta kalmıştır. Peschlow’un “sığınak kalesi” olarak
adlandırdığı yukarı manastırda, doğu-batı ekseninde tek nefli bir kilise yer alır.
Yukarı manastırın batısından kuzeyine doğru onbir tane beşik tonozlu hücre yerleştirilmiştir.
Sekiz hücrenin oluşturduğu ana grup iki katlı bir kule ile kuzeydeki üç hücreden ayrılır.
12. yüzyıl boyunca bir el yazması atölyesi olduğu bilinmesine rağmen Kellibaron’un
tarihi ile ilgili çok az bilgi vardır. Yediler Manastırı’nda üç kilise varlığı saptanabilmesine
karşın, hiçbirini KATHALİKON yani manastırın başkilisesi olarak tanımlamak
mümkün olmamıştır. Manastırın yapı tarzı, bu yörede sürekli olarak düşman
saldırılarının beklendiği dönemde yapıldığını göstermektedir.