Kuşadası’nın dünyaca ünlü sahili Kadınlar Denizi Plajı’nda bir yunus ölüsü karaya vurdu.
Yunusun iç organlarının çıktığı delik şüphe uyandırdı. Yüzgeçlerinin yan bölgesinde
yer alan morlukların darp izinden kaynaklanan iç kanamalar olduğunu tahmin etmekteyiz.
Kuyruk bölgesinde görülen kesiklerin yunusun bir cisimle bağlandığı
kuşkusunu uyandırmaktadır.
Daha sonra Kuşadası belediyesi aracına konulan Yunus,
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’na etlerinin çürümeye
bırakılması amacıyla gömüldü. Yunusun etleri çürüdükten sonra iskeletleri
işlemden geçirilerek, Kuşadası’nda bulunan balina iskeletinin yanında sergilenecektir.
Bu tür vakalarda ölen yunusların ölçümleri yapılarak, doku ve deri örnekleri alınıp
etanol dolu bir kavanoza konarak, yunuslar üzerinde araştırmalar yürüten
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’ne gönderilmesi gerekir.
Burada yapılacak gen araştırmaları sularımızdaki deniz memelilerinin
türleri ve popülasyonlarının tespiti hakkında fikir verecektir.
Bu canlıların ölmesindeki en büyük etken zaman zaman kasıt olsa da,
denizde meydana gelen çevre kirliliklerinden kaynaklanmaktadır.
Bu canlılar oksijenle nefes alıp verdiklerinden, mutlaka su yüzeyine çıkmak zorundadırlar.
Denize atılan naylon ve plastikleri yutup, boğularak öldükleri gibi,
su altında balık ağlarına takılı kaldıklarından çatlayarak ölmektedirler.
Bu nedenle denizlere bu tür atıkların atılması mutlaka önlenmeli ve kayalara
takılan balık ağlarının temizlenmesi gerekir.
Deniz kıyısındaki yerleşimlerde yaşayan herkesin bu konuda duyarlı olması,
özellikle ekmeğini denizden kazanan ve bu canlılarla çoğu kez karşı karşıya gelenlerin,
bu canlılara karşı hassas davranmaları ve sürekli dost ve barışık olarak yaşamaları,
deniz ekosistemi açısından önem taşımaktadır.
YUNUS
Yunuslar balık olarak bilinseler de, balinalar ve insanlar gibi memeli deniz hayvanlarıdır.
Yunuslar ekosistemin bir parçası olarak milyonlarca yıldır doğada varlıklarını
sürdüren deniz memelileridir. Birçok başka özelliğin yanı sıra, insanlarla benzer
kemik yapısına sahiptirler, sıcakkanlılardır ve doğurarak ürerler.
İnsanlarla bu hayvanlar arasındaki en büyük farklılık ise içinde bulundukları farklı ortamla ilgilidir.
Yunusların kendilerine özgü bir nefes alma sistemleri vardır ve bu sistem onların
suyun altında oksijen almaksızın uzun süreler kalabilmelerine olanak sağlar.
Yunuslar büyük gruplar halinde yaşarlar. Yunus yavruları önce kuyrukları
dışarı çıkacak şekilde doğarlar. Bu sayede doğum tamamlana kadar yavrunun
havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur. Anne yunus doğumdan hemen sonra yavrusunu emzirir.
Yavru hergün onlarca litre süt içer.