Kuşadası’nda psikolog olan Barış SAMANCI “ Sabahın erken saatlerinde
Kuşadası sahil sitelerine kite-surf yapmaya gelmiştim. İyi rüzgar bulamayınca,
sahilde dolaşmaya başladım. İki deniz kaplumbağasıyla karşılaştım.
Daha önce EKODOSD’un posterlerini gördüğümden, onları aradım. Hemen geldiler.”

Denizden sorumlu yönetim Kurulu üyemiz Ahmet AZBAZDAR ve Selçuk İNANÇ’la
gittiğimiz olay yerinde, iki kaplumbağadan büyüğü Caretta caretta cinsi iribaş deniz
kaplumbağasıydı. Carettanın uzun süre denizde kaldığını, daha sonra kıyıya
vurduğunu ve dişi olduğunu tahmin etmekteyiz. Kaplumbağanın başındaki
dokuların tahrip olduğunu, görünen bir yara izinin olmadığını, ağzını açtığımızda
boğazında naylon parçalarının olduğunu gördük. Büyük olasılıkla denize atılan
naylonları, deniz anası sanarak yediğini ve boğularak öldüğünü düşünmekteyiz.

İkinci kaplumbağa ise bir caretta yavrusuydu. Yavru kaplumbağanın üzerinde bir yara
izinin olmadığını gördük ve çok yakın zamanda yaşamını yitirdiğini sanıyoruz.
Bu konularda Pamukkale Üniversitesinden Caretta uzmanı
Doç. Dr. Yakup KASKA ile bilgileri paylaşmaktayız.
Bölgemiz kıyılarında ilk kez yavru bir Carettayla karşılaşıyoruz.
Bu durum biz de “ acaba Carettalar bölgemiz kıyılarında da ürüyorlar mı?
“ heyecanı yarattı.
Hocayla görüştükten sonra bu durum açıklığa kavuşacak.
Eğer böyle bir durum varsa, Carettaların bölgemiz kıyılarında da üremesinin,
ekosistem zenginliği açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz.

Yapmış olduğumuz poster çalışmalarının son zamanlarda yararlarını görmekteyiz.
Hem balıkçılarda hem de vatandaşlarda bu konuda bir duyarlılık oluştu.
Özellikle yaralı deniz kaplumbağaların ihbarları,
o canlının yaşamının kurtarılmasını sağlamaktadır.
Ölü kaplumbağalarının da ölçümlerini yaparak, kayıt altına almaktayız.
Bu canlıların yaşamlarını yitirmemesi için denizlere çöp atılmaması çok önemli.
Hem geçimini denizden sağlayan insanlara hem de duyarlı vatandaşlara
bu konuda büyük görev düşmektedir. Deniz ekosisteminin korunması için
duyarlı ve bilinçli insanların çoğalması gerektiğini düşünüyoruz.