Antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları, Alman arkeolog Anneliese PESCHLOW’un 1994 yılında tespit ettiği Tarih Öncesi Kaya Resimlerinin yanı sıra, Antik Dönemden, Bizans Dönemi’ne kadar dağın gizemli coğrafyası içine inşa edilen yerleşmeler, nekropoller, savunma kaleleri, gözetleme kuleleri, kiliseler ve manastırlar gibi pekçok tarihi mirasa ev sahipliği yapmaktadır.
Latmos’un saklanmaya ve savunmaya uygun engebeli ve kayalık coğrafyası içinde Bizans Dönemi’nden kalan önemli yapılar günümüze kadar ulaşmıştır. Bunlardan bazıları doğal etkenlerle tahribata uğramış ne yazık ki birçoğu insan kaynaklı olarak tahrip edilmiştir. Adeta Bizans Dönemi eserlerinden oluşan bir açık hava müzesi niteliğindeki Latmos’ta her an bir sürprizle karşılaşmak mümkündür. 1765 yılında Richard Chandler’in keşfinden bu yana, Latmos’un bakir coğrafyasında yapılan çalışmalarda birçok önemli buluntunun varlığı saptanmıştır. Latmos ve çevresinde Stylos ve Yediler gibi 13 manastırdan bazılarının yeri tam olarak saptanamamıştır.
Latmos’ta insan girişine olanak vermeyen kayalık bir arazi içinde bugün yeni buluntularla karşılaşıldı. Tanımlanamayan manastırlardan biri ya da bir kilise yapısı olarak düşünülen buluntular içinde en önemlisi, kaya duvarına çizilmiş ilginç freskler oldu. Diğerlerinden çok farklı bir şekilde çizilen fresklerin hemen yanında bir yaşam alanı bulunduğu ve yapıların geniş bir alana yayıldığı görüldü.
Alanın pek çok yerinde kaçak kazı yapanlar tarafından açılan çukurların olduğu tespit edildi. Çok zor çıkılabilen bir arazide, muhtemelen kazma-kürekle 2 mt. Derinliğinde açılan çukur içindeki yapı kalıntılarının tamamen tahrip olduğu gözlendi. Alanın pek çok yerinde işlenmiş mermer ve sütun parçaları olduğu ve bunların da kırıldığı görüldü. Kaçak yapılan bu kazılarda çok önemli bir detay kaybolmuş ve nadide bir eser tahrip olmuş da olabilir.
Yeni buluntularla ilgili, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü bilgilendirilecektir. Geniş ve engebeli bir coğrafyaya dağılan Latmos dağlarında, bilinenlerden daha fazla buluntuların olduğu kesindir. Her vadide, her kayanın altında, bir mağaranın içinde her an bir sürprizle karşılaşmak mümkündür. 2006 yılından bu yana Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ve Aydın Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü uzmanları, dağın engebeli arazisi içinde zor şartlarda bilinen kültür varlıklarının tescil çalışmalarını sürdürmektedir. Bilinmeyen ve bugüne kadar bulunmayan ne kadar kültür varlığının olduğunun araştırılması uzun yıllar alacak bir çalışmadır. Ancak en büyük tehdit maden ocaklarının açılmasıdır. Kaçak kazılar ise birçok bulgunun tahrip olmasına ve kaybolmasına neden olmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı Latmos’un korunması için, diğer bakanlıklarla da işbirliği yaparak, dağla ilgili bütünsel olarak koruyucu tedbirler almalı, gerek kültürel varlıkların tahribine gerekse doğal peyzajına zarar verecek hiçbir faaliyete izin vermemeli ve ülke turizmine kazandırmalıdır.