Her yıl Mart ayında, Afrika’dan binlerce km. yol katederek ülkemize gelen leyleklerin önemli üreme ve beslenme alanlarından biri Büyük Menderes Havzası’dır.Büyük Menderes Havzası’ndaki köylere gelen leylekler, bugünlerde yuva kapma yarışına girerek, yuvayı sahiplenip, eşleriyle birlikte yuvalarını düzenli bir hale getirmek için çalışmalara başladılar.Yeni gelen leyleklerin yuva tamiratlarında üzücü bir olayla karşılaşıldı. Yuvasına getirdiği iplere takılan bir leylek, iplerden kurtulmaya çalışırken, dengesini kaybedip, yuvadan düşerek boğazına takılan ip nedeniyle boğularak yaşamını yitirdi. Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan çöplerin, doğaya atıldıktan sonra canlıları nasıl olumsuz etkilediğinin önemli bir örneğidir bu olay.
Dünyaya gelecek yavrularına yumuşak ortam sağlamak isteyen leylekler, çevreye gelişigüzel atılan naylon saman ipleri, gübre çuvalları, naylon ve plastik atıkları yuvalarına getirmektedir.Yerleşim yerlerine uzak olan yuvalara bakıldığında, yuvaların tertemiz oldukları, insan yaşamına yakın yerlerdeki yuvalarda ise tamamen çöplerle dolu olduğu görülmektedir.
Getirmesi kolay olan geniş hacimli atıkları yuvaya yerleştiren leylekler, aslında ne kadar tehlikeli bir iş yaptıklarından habersizdir.Hayvancılığın yoğun yapıldığı kırsal kesimde kullanılan samanlar, naylon iplerle bağlanmakta, samanlar çözüldüğü zaman iplerin doğaya atıldığı gözlenmektedir. Doğaya atılan bu ipler leylekler tarafından yuvanın her tarafına dağıtılmakta, yavruların daha yumuşak bir yerde büyümeleri sağlandığı sanılmaktadır.Yuvaya getirilen bu naylon ipler yüzünden, her yıl onlarca leylek yaşamını yitirmekte ve birçoğu da bacaklarını kaybetmektedir.
Bu ip kazaları leylek yuvaları yüksekte olduğundan geçmiş yıllarda pek bilinmiyordu. Yavru leyleklerin halkalama çalışmaları başlamasıyla birlikte yuvalara çıkıldığından birçok dramatik görüntülerle karşılaşılmaktadır.Naylon iplerin yavruların boynuna dolanması halinde ölümler yaşanmakta, ayaklarına dolanması halinde sıkarak kangrene çevirdiği görülmektedir.Bazı yavruların ayaklarına sıkan iplerin dolandıkça bacaklarını kopardığı, bu yavrunun bir daha uçamadığı ve bakıma muhtaç hale geldiği görülmektedir.
Sadece halkalama yapılan yuvalara bakıldığından, yüzlerce yuva olduğu düşünüldüğünde, diğer yuvalarda neler olduğu bilinmemektedir.Sadece bir yuvadan çıkan çöplere bakıldığında, yavruların ne kadar zor bir durumda oldukları anlaşılmaktadır. Bu konuda özellikle çiftçilik yapan vatandaşlara bilgi verilmekte, onlarda doğada gördükleri naylon ipleri ziraat aletlerine bağlayarak köylerine getirip, çöp bidonlarına atmaktadır.Çiftçiler de artık leyleklerin kendilerine yardım ettiğini, para verip aldıkları zirai ilaçların yok ettiği danaburnu vb. gibi birçok zararlı böceği leyleklerin tükettiğini öğrendiler.
Önümüzdeki aylarda leyleklerin yavruları yumurtadan çıkacak, ebeveynleri onları besleyip büyütmeye çalışacak, ancak çevre kirliliği yüzünden kaç leylek yavrusu ölecek ya da sakat kalacak ne yazık ki bilinmemektedir.Böyle bir kaza durumunda fark edildikleri anda mutlaka kurtarılacaklar, ancak görülemeyenler yaşamını yitirecek, şansı olanlar ise büyümeye devam edeceklerdir.Yavruların en sevindikleri an uçmaya hazır hale geldikleri andır.
Herhangibir kaza yaşamadan büyüyen yavrular ebeveynleriyle birlikte Afrika’ya uzun bir yolculuğa çıkacaklar. Üreme dönemi geldiğinde tekrar ülkemize gelecekler. Onların yavruları da çevre kirliliğinden etkilenecek ve içlerinden yaşamını yitirenler ya da sakat kalanlar olacaktır.Yörede yaşayan yaşlı insanlar; eski yıllarda bu tür vakaların görülmediğini, eskiden balyalarda taşınan samanların günümüzde teknolojinin gelişimiyle birlikte naylon iplere sarılarak paket haline getirildiğini, çözülen paketlerden çıkarılan naylon iplerin gelişigüzel çevreye atıldığını, geçmiş yıllarda kullandıkları bez torba ve fileleri artık unuttuklarını, bunun yerine verilen naylon poşetlerin kullanıldıktan sonra doğaya atıldığını, gübre çuvallarının işi bittiğinde çevreye bırakıldığını, bu nedenle her yerin çöplerle dolu olduğunu, bu durumun da leylek gibi canlıları olumsuz etkilediğini söylediler. Leyleklerin nesillerini sürdürebilmesi için çevre kirliğinin önüne geçilmesi ve yaşam alanları olan sulak alanların korunması için çalışmalarımız sürdürülmektedir.