Zengin biyolojik çeşitliliği, olağanüstü güzellikteki doğal peyzajı, vahşi doğal yaşamı ve akvaryum gibi deniziyle, binlerce ziyaretçiyi kendine çeken Kuşadası Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, bugün duygusal bir vedalaşmaya sahne oldu.
Bodrum Turgutreis’de butik bir otel işleten Fatih AKDOĞAN, kimliği belirsiz kişiler tarafından annesi öldürülen bir tilki yavrusunu evlatlık edinerek, 4 ay kendi çocukları gibi baktığını söyledi.
Yavruyu bebekliğinden besleyerek, veterinere kuduz aşılarını yaptırmış. 4 aylık sürede oğlu Doğa’yla birlikte besledikleri yavru arasında duygusal bir bağ oluşmuş. Geniş doğal arazisinde baktığı yavrunun bir gün toprağı kazarak kendine in yaptığını görmüş. Arazideki kertenkele ve fareleri yakalayarak yediğini fark ettiğinde “artık bu yavruyu doğaya salmanın zamanı geldi” diye düşünmüş. Ancak kendi çocuğu gibi sevdiği yavrunun, annesi gibi öldürülme ihtimaline karşın her an başına bir iş gelir tedirginliğini yaşayarak, herhangi bir yere bırakmaktan çekinmiş. Bodrum’da yaşayan bir dostu “EKODOSD’la bir konuş, bu konuda çalışma yapıyorlar, yardımcı olabilirler ” deyince, bizi aradığını söyledi.
Biz de, isterse yavru tilkiyi Kuşadası’na getirebileceğini, yaban hayatının Batı Anadolu’daki son sığınağı olan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda doğaya bırakabileceğimizi belirttik. Milli Parkta yavrunun öldürülme tehdidi olmadan, hem beslenerek hem de kendi cinslerini bularak yaşamını özgürce sürdürebileceğini söyleyince ikna oldu. Milli Park Müdürü Koray AŞIK’ın izinleriyle, yavruyu su kaynaklarına yakın tilkilerin en yoğun olduğu bir alana getirdik.
Fatih Akdoğan, yavrunun hayatıyla ilgili kuşkuları ortadan kalksa da, yaşanmışlıklar aklına geldiğinde zor anlar yaşadı. Yavruyu alarak, oğluyla birlikte bir süre yalnız kalmak istediklerini belirtti.
Bebeklikten delikanlılığa kadar geçen sürede, birbirleriyle baba kız ve abi kardeş gibi unutulmaz günler geçiren 3’lü arasında duygusal anlar yaşandı.
Baba oğulun içine yavrudan ayrılmanın derin hüznü çöktü. Ve sonunda ayrıldılar.
Yavru tilki 4 aydır alıştığı “Şila” sesini duydukça kulaklarını kabartsa da, ayakları doğanın içine doğru hareket etmeye başladı. Her ne kadar yaşamını bu insanlara borçlu olsa da, doğru seçimini yaparak atalarının yaşadığı coğrafyaya doğru tercihini yaptı.
Önce dere yatağından Milli Parkın buz gibi sularından doya doya içti. Hemen yiyecek aramaya başladı. Taşların üzerinden seken kertenkelelerin peşinden koştu.
Vahşi Dilek’te son derece duygusal bir vedalaşma oldu. İstemeyerek de olsa herkes kendi yaşam alanının yolunu tutarak, dünyanın gerçeğine dönüldü. Yavru için yepyeni ve mücadelesini kendisinin sürdüreceği bir hayat başlamış oldu. Zaman içinde o da hayat arkadaşını bulup, yavrularını dünyaya getirecek. Annesinin kendisini beslemek için mücadele verdiği sonu ölümle biten bir hayattan, yavrularını Milli Park gibi korunan bir alanda özgürce dolaştırmanın ayrıcalığını yaşayacak artık.
Büyük duyarlılık göstererek, bebeklikten bugüne kadar yavru tilkinin bakımını üstlenip onun tekrar doğal yaşam alanına dönmesini sağlayan duyarlı insanlar Fatih Akdoğan ve oğlu küçük Doğa’ya teşekkür ediyoruz.