Kuşadası ve civarının doğal kaynaklar ve orman toplulukları açısından antik dönemde ne kadar zengin olduğu, günümüzde bizlere kadar ulaşan son doğal miraslardan anlaşılmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Kuşadası ve çevresinde Kuşadası Belediyesi destekleriyle, EKODOSD bilim danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Cahit ŞAT ve Yrd. Doç. Dr. Beyza ŞAT GÜNGÖR’le birlikte yapılan çalışmalar sonucunda 15 ağacın anıtsallık kriterleri arazide ölçülmüştü.
Bu ölçme ve tespitlerin değerlendirilmesi sonucunda söz konusu anıtsal nitelikteki ağaçların her birinin yaşı özel yöntemlerle ölçülerek belirlendi.Tespit edilen anıtsal nitelikteki ağaçların yaşlarına bakıldığında, bazılarının özellikle zeytin ağaçlarının Roma dönemini gördüğü, birçoğunun Bizans ve Osmanlıdan günümüze kadar geldiği, hasta ve bakımsız olmasına rağmen genetik özellikleri sayesinde hala yaşamını sürdürdüğü görülmektedir.
İçlerinde 4 adet Zeytin (Olea europaea L.), 1 adet Tüylü Meşe (Quercus pubescens Willd.), 1 adet Saçlı Meşe (Quercus cerris L. ), 1 adet Dışbudak (Fraxinus angustifolia Vahl.), 2 adet Doğu Çınarı (Platanus orientalis L.), 1 adet Londra Çınarı (Platanus acerifolia Wild.), 3 adet Menengiç (Pistacia terebinthus L.), 1 adet Anadolu Kestanesi (Castanea sativa MİLL.), 1 adet Karadut (Morus nigra L.)’un bulduğu ağaç türlerinin yaşları, en küçüğü 201 en büyüğü 1751 arasında değişmektedir.
En yaşlı olan zeytinin M.S. 265’lerde doğduğu, kentin içinde devasa boyutlardaki bir meşenin ise İstanbul’un Fethi’nden önce var olduğu düşünüldüğünde, günümüzde beton blokların arasında sıkışıp yaşamını hala sürdüren tarihin bu sessiz tanıklarının ne kadar önemli olduğu bilinmelidir.
Kuşadası’nın yaşayan en önemli değerleri olan bu anıtsal ağaçların, daha uzun yaşayabilmeleri için gerekli bilimsel iyileştirmeler mutlaka yapılmalıdır.
Yapılan çalışmalar Kuşadası Belediyesi’nin destekleriyle, Türkçe ve İngilizce bir kitap haline getirilecektir. Ayrıca uluslararası turizm fuarlarında dağıtılmak üzere anıt ağaçlar, bitkiler ve sualtı canlılarından oluşan, Kuşadası’nın doğal zenginlikleri olarak bir kitapçık da hazırlanacaktır. Ağaçların koruma altına alınarak, tanıtım ve bilgilendirme tabelaları dikilip, Kuşadası Kültür Rotaları projesiyle turizme de kazandırılması ve eğitim kurumlarındaki öğrencilere tanıtılarak tarihsel değeri olan bu ağaçlara duyarlılık sağlanması düşünülmektedir.
Geçmiş dönemlerde bir envanter çalışması yapılmadığından hangi doğal değerlerimizi yitirdiğimiz bilinmemektedir. Bu doğal mirasların korunması, tanıtılması ve duyarlılık sağlanması açısından bugün yapılan çalışmalar çok önemlidir.