Birsen KAHRAMAN isminde duyarlı bir vatandaş; Kuşadası tarihi Kervansaray’ın arkasındaki eski evlerin arasında kalan metruk bir arsada birçok kaplumbağanın olduğunu, yavruların çöken eski binanın molozları içine düşerek öldüğünü, diğerlerinin tehlike altında olduğunu ve buradan mutlaka alınması gerektiği hakkında bir ihbarda bulundu
Etrafı yıkık dökük evlerle dolu olan arsanın içinin çöplerle ve molozlarla dolu olduğu görüldü. Otların ve molozların içinde yapılan araştırmalarda irili-ufaklı 58 adet tosbağa (Tesduda graeca) tespit edilerek toplandı. Daha da olabilir düşüncesiyle, çöplerin temizlenmesi için Kuşadası Belediyesi’nden yardım istendi. EKODOSD-Belediye ve vatandaşların işbirliğiyle arsa temizlenerek, tekrar arama yapıldı. 6 adet daha tosbağa bulundu. Küçük bir arsa içinde, çöplerin ve molozların arasında tosbağaların yaşam savaşı verdiği görüldü. Daha önce tosbağalardan bazılarının yüksek duvardan, bazılarının da diğer metruk evlerin çukurlarına düşerek öldükleri söylendi.
Tosbağaların en yaşlısının karapaksında, geçmişte derin bir yara aldığı gözlemlendi. Bu yaranın geçmiş yıllarda yan binada çıkan yangın sonucunda üzerine duvarın çöktüğü, kısmen yandığı, bunan rağmen halen yaşamını sürdürdüğü ve yeni yavrularının olduğu görüldü.
64 adet irili ufaklı kara kaplumbağalarını, Kuşadası’nda tosbağaların yoğun yaşadıkları bir alana getirdik. Küçük bir arsanın içinde yaşamları tehdit altında olan tosbağalar, buradaki esaretten kurtularak özgür bir şekilde dolaşabilecekleri doğal yaşam alanına bırakıldı.
Her biri farklı yerlere dağılan tosbağalar, bol yiyeceği görünce hemen beslenmeye başladılar.
Aslında kent içinde birlikte yaşamamız gereken bu canlıların yaşamasına olanak tanıyacak yeşil alanlar bırakmadık. Hiç olmazsa Kuşadası’nın kalabilen yeşil alanlarını korumalı ve bu tür canlıların yaşamasına fırsat vermeliyiz. Dünyada bizden farklı türlerin de yaşadığını unutmamalıyız. Kendisinden başka canlıları da düşünen nesilleri yetiştirmeliyiz.