“Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi” 1971 Yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar kentinde imzalanmıştır. Mevcut sulak alanların korunmasını ve akılcı kullanımlarının sağlanmasını dikkat çekmek amacıyla 1997’den beri her yıl 2 Şubat “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaktadır. Sulak alanlar bakımından Avrupa’nın en önemli ülkeleri arasında olan Türkiye, 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi’ni imzalayarak resmen taraf olmuştur.
Balıklar ve su kuşları olmak üzere ekolojik değeri yüksek, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile birçok türün yaşamasına olanak sağlayan sulak alanların önemi her geçen yıl daha iyi anlaşılmakta, ancak bir yandan da hızla kirletilerek, kurutularak ve insan müdahalesiyle yok edilmektedir.
Kuşadası kıyılarında 80’li yıllardan sonra başlayan 2. Konut furyası sadece verimli tarım arazilerini değil, aynı zamanda o dönemlerde büyük bir sulak alan olan Kocagöl’ü de yok etme noktasına getirmiştir.
Kuşadası’nda bulunan Kocagöl, bölgenin günümüzde kalabilmiş tek sulak alanıdır. 2. Konut furyasıyla birlikte tatil sitelerinin arasında küçüle küçüle bugünkü şeklini almıştır. Kadı Kalesi ve Sevgi Plajından sonra 25 km.lik sahil şeridinde yapılaşmalardan kısmen kurtulabilmiş 3. Alandır.
Özellikle 84 yılından sonra Kocagöl’ün uzantısı olan ve geniş bir alana yayılan sulak alanların sazlıkları insan müdahalesiyle yakılarak ve doldurularak bugün görülen sahil siteleri inşa edilmiştir.
Kocagöl’ün etrafında sazlıklarla dolu geniş sulak alanların yerinde bugün tatil siteleri bulunmaktadır. Bu sitelerin birçoğu kış aylarında yine eski sulak haline döndüğü görülmektedir. Çünkü kış aylarında su yatağını bulmaktadır. Sitelerin etrafı suların içeri girmesini önlemek için yüksek duvarlarla çevrilmiştir.
Kocagöl’ün etrafındaki tatil sitelerinin önündeki kamışlar ve sazlıklar görüşü engellediği gerekçesiyle tahrip edildiği görülmekte ve sivrisinekten rahatsızlıklar dile getirilmektedir.
Yöredeki bölge insanının anlattığına göre eski yıllarda sazlıklar, kargılar ve ılgınlarla dolu sulak alanın ucu bucağı görülmezdi. O dönemlerde bu bölgenin kuş cenneti olduğunu söyleyen yaşlılar, ördekler ve sakar mekelerden suyun yüzeyinin görülmediği ve bütün kuş türlerinin mutlak uğrak yeri olduğu belirtilmektedir.
Etrafı tamamen yapılaşmalarla dolarak adının aksine küçücük bir alan haline gelen Kocagöl’de, eski günlerdeki kadar olmasa da halen 30’a yakın kuş türünün varlığı tespit edilmiştir.
Bir zamanlar içi balık kaynayan Kocagöl’de Yalıçapkını, Gri balıkçıl, Akbalıkçıl, Sakar Meke, Karabatak gibi 30’ya yakın önemli kuş türünün bulunduğu görülmektedir.
Göl ekosistemi içerisinde birçok canlı türünün yaşadığı tespit edilmiştir.
Kocagöl’e etrafındaki sitelerden birçok atık su borularının uzatıldığı görülmektedir.
Bu küçücük gölün içinde toprak havuzlarda balık çiftlikleri kurulmuştur.
Atık sular buradan borularla göle salınmaktadır. Gölle deniz arasında bir bağlantı kanalı bulunmaktadır. Gerek sitelerden gelen gerekse tesisten gelen atık sular kanal vasıtasıyla denize ulaştırılmaktadır.
Yüzlerce konutun olduğu bölgede, binlerce insan burada denize girmektedir.
Atık sular nedeniyle denizde eski yıllarda olmayan alg oluşumlarının başladığı görülmektedir.
Yıllar içerisinde küçücük bir hale getirilen Kocagöl, artık adı gibi kocaman olmasa da Kuşadası’nın tek sulak alanıdır. Yapılan insan müdahaleleriyle bu sulak alanı olumsuz etkileyecek ne varsa hepsi yapılmıştır. Kurutularak otel yapılması ve üzerine kazıklar çakılarak tatil köyü projelerinin olduğu söylentileri dolaşmaktadır. Bir sulak alana yapılan her türlü kötülük yapılmış, hala neler yapılabileceği konusunda projelerin olduğu görülmektedir.
Kocagöl’ün tek kurtuluş şansı “Mahalli Sulak Alan” olarak tescil edilmesidir. Mahalli öneme haiz sulak alanlarda üreyen, kışlayan ve bu alanları beslenme ve göç sırasında konaklama amacıyla kullanan türlerin korunması ve popülasyonlarının artırılmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Bu tür sulak alanların kurutulması yasak olup, doğal yapılarının ve ekolojik karakterlerinin korunması esastır. Gerek sulak alana gerekse beslendiği derelere hiçbir surette arıtılmamış evsel endüstriyel atık sular verilemez.
Kocagöl’ün Mahalli Sulak Alan olarak tescil edilmesi için gerekli kurumlara bir rapor sunacağız.
Kocagöl Mahalli Sulak Alan yapılırsa, özellikle eğitim kurumlarında okuyan çocukların burada yapılacak bir dizi düzenlemelerle, kendi gelecekleri olan sulak alanlarla ilgili çalışmaların olacağı önemli bir merkez haline gelebilir. Sulak alanların işlevlerini, su kuşlarını, su canlılarını kısacası buradaki ekosistemin işleyişini canlı olarak görebilirler. Burada bir kuş gözlem kulesi, sulak alan ve kuşlarla ilgili tanıtımların yapılacağı ahşap küçük bir merkez yapılabilir. Eğer bu önemli alanları koruyamaz, çocuklara buradaki ekosistemin işleyişini öğretemezsek, onlar birçok canlıyı televizyonlardan belgesel kanallarından izlemek zorunda kalacaklardır. Kuşadası’nda yaşayan binlerce öğrencinin ailesine kendi çocuklarının geleceği olan sulak alanlara karşı duyarlı olacaklarına inanıyoruz.