Yaban hayatının yoğun olduğu sulak alanlar ve ormanların içinden geçen kara yolları, doğal yaşam alanlarını birbirinden ayırmaktadır.
Parçalanmış olan doğal yaşam alanlarından geçen karayollarında hemen her gün pek çok yaban hayvanının ezildiği görülmektedir.
Çok önemli ekosistemlerin olduğu bu alanların birbirinden ayrılması, canlı topluluklarını da birbirinden ayırmaktadır.
Bu tür alanlarda yaşayan canlılar, üremek, beslenmek ve su ihtiyaçlarını karşılamak için, yaşam alanlarını ayıran kara yollarından geçmek zorunda kalmakta, ne yazık ki dikkatsiz sürücüler tarafından ezilerek ölmektedir.Günümüzde artan nüfusla birlikte araç sayısında çoğalmalar olmakta ve yollar yetmediğinden daha geniş yollar açılmaktadır.
Bunun sonucu olarak doğal yaşamın yoğun olduğu bölgelerde yaşayan yaban hayvanları, yaşam alanlarını bölen geniş yollardan geçerken hemen her gün ezilmektedir.
Kendi yaşamını sürdürebilmek için beslenmek zorunda olan yaban hayvanları sürekli olarak yer değiştirdiğinden, kara yolu geçişlerinde çarpılmakta ve yaşamlarını yitirmektedir. Karayolunda yavaş hareket eden ve engellerle karşılaşan canlı türlerinin sonu ölümle sonuçlanmaktadır.
Bu tür kazalarda hem yaban hayvanları ölmekte, hem araç içindekiler üzücü sonuçlarla karşılaşmakta ve araçları da zarar görmektedir.
Önceki yıllarda yaptığımız araştırmalarda Aşağı Büyük Menderes Havzası’nda Söke Ovası’nı ikiye ayıran kara yolunun etrafında yaban hayatının zengin olduğunu, burada yaşayan canlıların kara yolunu geçişlerde çarpılarak öldüğünü belirlemiş ve Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yol boyunca uyarı levhalarının dikilmesini önermiştik.
Uyarı tabelaları olmasına rağmen bu tür kazaların devam ettiği ve hem araç sürücüleri açısından hem yaban hayvanları açısından pek çok vakanın devam ettiği görülmektedir.
Dünyanın birçok ülkesinde yaban hayvanlarının geçiş noktaları tespit edilerek, kara yoluyla bölünmüş doğal alanlar arasına doğal peyzaja uygun bir şekilde geçiş koridorları yapılmaktadır. Yapılan geçiş koridorlarından yaban hayvanlarının güvenli bir şekilde geçtikleri gözlemlenmiştir.
Kara yoluyla parçalanmış doğal yaşam alanlarının bulunduğu yerlere bu tür geçiş koridorlarının yapılması, yaban hayvanlarının yaşamlarının tehlikeye girmemesi ve biyolojik çeşitliliğin devamının sağlanması açısından yararlı olacaktır.
Birçok yaban hayvanının çarpılarak öldüğü Söke – Milas karayolunun altında geçmiş dönemlerde su taşkınlarının tahliyesi için inşa edilen kullanılmayan pek çok menfez bulunmaktadır. Bu menfezlerin yaban hayatı geçiş koridoru için uygulanabilirliliği araştırılmalı, uygun olması halinde geçiş koridoru olarak düzenlenmelidir.
Kara yollarında geçiş koridorlarının olmaması, yoğun trafik ve dikkatsiz sürücülerin yaptığı kazalarla birçok yaban hayvanı yaşamını kaybetmektedir. Anneleri kazada ölen birçok yavru beslenemediğinden ölmekte, şans eseri bulunanlara yardım edilerek yaşamları sürdürülmektedir. 30 km. dümdüz devam eden Söke-Milas kara yolu, yaban hayatının hareketli olduğu bir coğrafyadadır. Sık sık insan kazalarının da yaşandığı bu yolda, hemen her gün yaban hayvanları çarpılarak ölmektedir. Biyolojik çeşitliliğin devamı için bu konuda ilgili kurumların bölgede bir araştırma yapması olumlu olacaktır.