Bafa Gölü kıyısında, geçmişinde yaşadığı taşkınlardan, sosyal olaylardan ve son yıllarda gittikçe artan göl ekolojisinin bozulmalarından olumsuz olarak etkilenen bir balıkçı köyüdür Serçin.
7’den 70’şe göl balıkçılığı yapan Serçin’liler, geçmiş yıllarda bolluktan kaldıramadıkları pinterlerinden çıkan yılan balıklarını Avrupa’ya ihraç ediyorlardı.
Ekolojik bozulmalarla başlayan sorunlar nedeniyle göl ekosistemi değiştiğinden, eski yıllardaki verimlilik günümüzde oldukça azalmış ve iç piyasaya dahi verecek yılan balığı çıkmaz olmuştur.
Serçin’in doğal zenginliği sadece balıklardan oluşmuyor, içlerinde nesli tehlike altında birçok türün de olduğu su kuşlarını da barındırıyor. 261 tür kuşa ev sahipliği yapan Bafa Gölü’nde kuşların en yoğun bulunduğu yer, besin açısından zengin olması nedeniyle gölün Serçin bölümüdür.
Serçin’deki en önemli kuş türlerinin başında, Dünyada 5.500-6000 bireyinin kaldığı bilinen nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan Tepeli Pelikanlar gelmektedir.
Besin yönüyle zengin olan gölün Serçin bölümünde Tepeli Pelikanları her zaman görmek mümkündür.
Beşparmak Dağları’nın muhteşem doğal peyzajıyla bir bütünlük oluşturan Serçin’in bugünlerdeki en yoğun
konuklarını flamingolar oluşturmaktadır.
Bir manken edasıyla yürüyen, uzun ince bacaklara ve yine uzun eğri bir boyuna sahip olan flamingolar, yedikleri yiyeceklerin içerdiği karotin miktarına göre renkleri değişir. Doğanın içinde harika bir renk cümbüşü oluştururlar.
Flamingoları bazen birbirlerine kur yaparken, bazen de uzun boyunlarını suya sokup filtre yaptıkları kıvrık gagalarıyla yiyecek ararken görürsünüz.
Yuvalarını Serçin priz kanalının toprak yükseltilerine yapan Arı Kuşları, harika renkleriyle gözlem yapanların hemen dikkatini çeker.
Çok güzel öten sesi ve harika renkleriyle Serçin kıyılarının müdavimidir Mahmuzlu Kız Kuşları.
Serçin’de herkes kendi nafakasının peşindedir. Birbirlerine zararı dokunmaz.
Serçin’li balıkçılar ekosistemin çok önemli canlıları olan kuşlarla yıllardır barışık bir şekilde yaşamaya devam etmektedir.
Serçin’deki bu doğal zenginliğin farkına varan yabancı turistler, son yıllarda bu güzellikleri keşfetmeye başladılar. Buradaki doğal zenginlikleri kent insanlarının da keşfetmesi, özellikle çocuklarını doğanın bu güzelliklerini göstermesi ve tüm bu canlıları besleyen sulak alanlarımıza sahip çıkılması gerekir.
Eğer bu göle sahip çıkarak koruyamazsak, insanıyla ve tüm doğal zenginlikleriyle kaybedeceğiz ve gelecek nesiller bunun sorumluluğunu bugün yaşayanlar olarak bizleri gösterecektir.