Son 10 gündür meydana gelen ekolojik bozulmalardan dolayı Bafa Gölü yüzeyinde suya yazı yazmak mümkün hale geldi.
Şu anda Bafa Gölü etrafında yaşayan tüm yöre insanları mutsuz durumda. Balıkçı balığına çıkamadığından, turizmci turistleri kaçtığından, kalmakta ısrar eden turistlerde göle giremediğinden bir mutsuzluk ve tedirginlik yaşadığı görülmektedir.
Kapıkırı’na gelen keman sanatçısı Fransız turist Nicole Tracys ve eşi “Biz Fransızız. Her yıl birkaç ay göl kıyısındaki Gölyaka’ya gelerek burada kalmaktayız. Buranın doğasını, tarihini çok seviyoruz. Şu anda Beşparmak Dağları’nda 2 gündür yaptığımız trekking turundan geliyoruz. Hava sıcak göle girmek istiyoruz ama giremiyoruz. Kanomuzla gezmek istiyoruz, gezemiyoruz. Belki gezebiliriz ama maske takmak lazım, maskemiz yok. Bozuk giden bir şey var bu gölde. Bize göre menderesin suyundan meydana geldiğini tahmin ediyoruz. Alg patlaması kendiliğinden oluşmuyor. Atık sular, sanayi atıkları, tarlalarda kimyasallar kullanılıyor ve yağmurlarla menderese geliyor, böyle tahmin ediyoruz. Bu durumdan da hiç mutlu değiliz. “ dedi.
Bafa Gölü’nde turizmcilik yapan Hüseyin KÜÇÜKTİRYAKİ “Bafa’daki tarlamı zeytinliğimi satarak, gölün kıyısında restoran kiraladım.10 gündür göldeki pislik ve koku yüzünden tek bir şiftah bile etmedim. Bizim sonumuz ne olur, çoluğumuz çocuğumuz var korkmaya başladım. Çok kötü durumda ve çaresiziz. Yetkililerden bir çözüm bekliyoruz.” Dedi.
Göl kıyısındaki yerleşimlerden Gölyaka’lı Mehmet AKGÜN “ Doğma büyüme buralıyım. Balıkçılık ve turizmcilikle geçinen bir insanım. Devlet yetkilileri biraz duyarlı olsunlar artık. Menderesin atıkları göle girip pisliyor. Sivrisinek çoğalırsa, vatandaş hasta olur, zehirler bu insanları. Devletten bir yardım bekliyoruz” dedi.
Kapıkırı’nda turizmcilik yapan Kubilay KARABULUT “ 22 yıllık turizmciyim. Burayı tanıtmaya çalışıyorum. Gölün bu gidişatını yıllardır takip ediyorum, çünkü gölün hemen yanındayım. Eskiden bu durum çok sıcaklarda olurdu, şimdi daha erken başladı, göl artık pisliği kusuyor. En büyük sorun burada yaşayan insanlar hastalıklara karşı nasıl kurtarılacak. Şu an burada bir önlem alınması için insanların ölmesi mi, hastaneye mi yatması lazım. Biz turizmden vazgeçtik, burada yaşayan insanların sağlığını düşünmeye başladık. Biz suçlu aramıyoruz, bir an önce çözüm bekliyoruz. Bu göl hem Aydın’a hem Muğla’ya ait. Aydın’dan gelenler Muğla’ya, Muğla’dan gelen Aydın’a havale ediyor. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz.”dedi.
Bafa Gölü’nün güney kıyılarında 27 yıldır balıkçılıkla geçinen Pınarcık’lı Mustafa YAVUZ “ Benim devletten ne bağkurum var, ne de sigortam var. Benim ve çocuklarımın tek sigortası Bafa Gölü’dür. Göl olmazsa biz aç kalırız. Tek geçim kaynağımız burası, bir an önce yetkililerden buraya bir çözüm bulmalarını istiyorum” dedi.
SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’yle birlikte Bafa Gölü’nde çalışmalarını sürdüren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Bölümü’nden hidrobiyolog Kutsal KESİCİ “5 yıldır bu bölgede çalışmalar yürütmekteyiz. Özellikle toksit Nodularia spumigena çoğalmaya başladıktan sonra hem yaz hem kış aylarında düzenli olarak analizler yapmaktayız. Herşey ortada, nedense hiçbir şekilde adım atılmıyor. Göldeki azot fosfor dengesi bozuluyor. Azot fosfor dengesi bozulduğunda, gölün normal florasında bulunan algler ani çoğalma yapıyor ve kıyılarda yoğun olarak birikiyor. Gölün üzeri halı gibi kaplı.
İlk olarak burada mekanik bir temizleme yapılmalı. Dünyada bu gibi durumlarda neler yapılabildiği konusunda örnekler var. Probiyotik organizmalar kullanılıyor, uygun zamanlarda göle aşılanıyor. Bu kötü görüntünün oluşmasını bu organizmalar engelliyor. Acilen mekanik temizlik ve biyolojik savaşın yapılması lazım. Burada çeşitli hastalıklar çıkabilir. Gölyaka kıyılarında solucan benzeri organizmalar öldüğünü de tespit ettik. Doğaya insanın saygısı olması değer vermesi gerekiyor. “ dedi.
İneklerini Bafa Gölü kıyısında yaymak durumunda olan ve gölden gelen kokuya karşı hassas olan insanlar maskeyle dolaşmaya başladı.
Göldeki kirliliğe doğru, belki de geleceğine doğru bakan bu küçük çocuğun babası “çocuğumu bir kere bile gölde suya sokamadım, zaman zaman denize götürüyorum” derken, buradaki tüm çocuklar gölün bu durumuna isyan ediyor.
Bafa Gölü’nde sorun belli, çözüm de bilim insanları tarafından ne yapılması gerektiği konusunda söyleniyor. Özellikle Kapıkırı ve Gölyaka bölgelerine kirlilik en üst seviyeye ulaşmış durumda. Burada yaşayanlar tedirgin ve mutsuz. Gölün etrafında yaşayan vatandaşlar göl nedeniyle geçimlerini sağlıyorlar. Balıkçısı, turizmcisi göle bel bağlamış durumda. Sorunu ortadan kaldıracak çözüm olmasa da, bir an önce temiz su tahsisinin yapılması gerekiyor. İnsan sağlığını etkileyecek sorunlar meydana gelmeden tüm ilgili kurumlar, bilim insanları, STK’lar bir araya gelmeli, Türkiye’nin en güzel göllerinden biri olan Bafa’yı tekrar eski haline gelmesi için acil çözümleri hayata geçirmelidir.