Bugün duyarlı bir vatandaştan Kuşadası Ephesia Hotel açıklarında bir yunusun hareketsiz olarak görüldüğü ihbarını aldık. Yunusun olduğu yere gittiğimizde ölü olduğunu gördük.
Karaya çektiğimiz yunusun üzerinde bir ön inceleme yaptık.Yunusun karın atında çizikler ve kuyruk kısmına yakın bir yerde kesik izlerinin olduğunu tespit ettik.
Çevrede bulunan meraklı vatandaşların balık olarak değerlendikleri yunusun bir memeli olduğunu, biyolojisini anlatarak, mutlaka korunması gereken bir canlı olduğu hakkında bilgilendirme yaptık.
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Park Müdürü Erdinç KUTSAL’ı aradık. Erdinç KUTSAL tarafından teslim alınan yunus, Milli Parkın aracıyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’ne araştırması yapılmak üzere gönderilecek.
Nefes almak için zaman zaman su yüzeyine çıkan yunuslar, denize atılan naylon ve plastikleri yutup, boğularak öldükleri gibi, su altında balık ağlarına takılı kaldıklarından çatlayarak ölmektedirler. Bu nedenle denizlere bu tür atıkların atılması mutlaka önlenmeli, denizlerimiz temiz tutulmalıdır. Son günlerde bir Caretta caretta, bir Yeşil Kaplumbağa ve bir Akdeniz Fokuyla birlikte bir de yunusun ölmesinden dolayı üzüntü duyduk. Bu kadar çok değişik türlerin Kuşadası kıyılarında olması, körfezdeki deniz ekosisteminin ne kadar zengin olduğunu da göstermektedir. Bu nedenle bu canlıların yaşam alanlarını en iyi şekilde korumak zorundayız. Denizle yakından ilgisi olan kişilerin, bu canlıların korunmasında gösterecekleri duyarlılık ve hassasiyet çok önemlidir. Balıkçılar, dalgıçlar, yatçılar ve denizle bağlantısı olan kişilerle irtibata geçerek, bu konuda işbirliği yapacağız.
YUNUS
Yunuslar balık olarak bilinseler de, balinalar ve insanlar gibi memeli deniz hayvanlarıdır. Yunuslar ekosistemin bir parçası olarak milyonlarca yıldır doğada varlıklarını sürdüren deniz memelileridir. Birçok başka özelliğin yanı sıra, insanlarla benzer kemik yapısına sahiptirler, sıcakkanlılardır ve doğurarak ürerler. İnsanlarla bu hayvanlar arasındaki en büyük farklılık ise içinde bulundukları farklı ortamla ilgilidir. Yunusların kendilerine özgü bir nefes alma sistemleri vardır ve bu sistem onların suyun altında oksijen almaksızın uzun süreler kalabilmelerine olanak sağlar. Yunuslar büyük gruplar halinde yaşarlar. Yunus yavruları önce kuyrukları dışarı çıkacak şekilde doğarlar. Bu sayede doğum tamamlana kadar yavrunun havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur. Anne yunus doğumdan hemen sonra yavrusunu emzirir. Yavru hergün onlarca litre süt içer.