Sıcakların başlamasıyla birlikte, dağlardan denize doğru “Yeryüzündeki Cennet” olarak bilinen Gökova’nın giriş yeri olan Bodrum Yalı Çiftlik kıyılarına gittik bu hafta.
Bodrum’un yanıbaşında sayılan ve betonlaşmalardan kendini kurtarabilmiş doğal bir botanik bahçesi gibi duran bir parkurda yürüdük.
Ege’nin lavanta kokulu harika renkli karganları karşıladı bizi önce.
Deniz manzaralı parkur görsel bir şölen sunarken, Bodrum’un ünlü su sarnıçlarını inceledik.
Harika bir koya geldiğimizde, mayolarını getirenler kendilerini Gökova’nın pırıl pırıl sularına bıraktılar. Ülkede kış devam ederken, Mart ayında yüzmenin keyfini yaşadılar.
Muhteşem koyda yüzdükten ve dinlendikten sonra Bodrum’a doğru yola çıktık.
“İki dirhem bir çekirdek” lafının çıktığı, Ege kıyılarının harika ağacı olan asırlık keçiboynuzlarının altında dinlendik. Artık iyice bakir kalmış alanlarda görebildiğimiz bu harhup ağaçlarının, Kuşadası’nın içinde kalabilmiş son üyesinin geleceğini konuştuk.
Her zaman yürüdüğümüz patikada bir araç yolu açıldığını, ardıç ağaçlarının tahrip edildiğini ve tarihe tanıklık eden asırlık keçiboynuzlarının kesildiğini gördük.
Büyük boyutlu delice zeytinlerinin kesildiğini ve kesilen ağaç kütüklerinin taşındığını gördük. Niçin kesildiklerini bilmediğimiz bu ağaçların olduğu alan, harika güzellikteki bir koyun hemen arkasında yer almakta.
Bodrum’un son bakir kalmış koylarını bir bir geçerek bir daha ki geldiğimizde nelerle karşılaşacağımızın düşüncesiyle İçmeler’e indik.
Bodrum çarşılarında hem gezdik, hem alışveriş yaptık, hem de açlığımızı giderdik.
Bodrum’un dünyaca ünlü sualtı arkeoloji müzesini gezildi, Zeki Müren Müzesi gezildi, kent içinde Bodrum’un eskiye oranla nasıl değiştiği ve geliştiği, çevresel faktörleri gözlemlendi. Kendi kentimizle kıyaslama yapıldı.
Dönerken “Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin. Sanma ki geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de böyleydiler. Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler” diyen Halikarnas Balıkçısı’nın sözleri aklımıza geldi.
Herkesin aklında farklı bir Bodrum kalarak, Kuşadası’na hareket ettik.