Yolunuz Beşparmak Dağları’nın kuzeyine düşerse, devasa kayalıkların arasındaki yollarda bu 3 kişiyi mutlaka görürsünüz.
Sırtlarında çuvallarla kan ter içinde kalmış yaya olarak yürüyen bu 3 kişi, gelen arabalara el kaldırmadan yürüşlerine devam ederler.
Eğer bir araba durup davet ederse, o zaman araca binerler.
Beşparmak Dağları’nın güneyindeki yerel halk ozanı sazcı Mehmet’ten sonra bu dağların 2. müzisyeni Avşar’lı Mehmet ACAR ve ailesidir bu yürüyenler.
Kemancı Mehmet ACAR’ın sağ gözü hiç görmemektedir. Küçükken okula gönderdiklerinde, tahta mandolin çalmaya başlamış. Müziğe karşı büyük ilgisi varmış. Ailesi çok fakir olduğundan, istediği müzik aletlerini alamamışlar. Ancak o inat etmiş. Bir yerden ele geçirdiği kemanı kendi kendine çalmasını öğrenmiş.
Geçtiğimiz yaz Avşar Köyü’nde elektrik çarpması sonucu ölen leylekler için ağıt yakmıştı Mehmet ACAR.
Evlenecek yaşa geldiğinde fakir olduğundan kız vermemişler. Beşparmak Dağları’nın güneyinde yer alan otantik köylerden Çomakdağ-Kızılağaç köyünden, bir çobanın kızına aşık olmuş. Bir gözü kör diye kız razı olmamış. Bir gün kız keçi güderken yanına gelmiş. Kemanını çıkararak ona şarkılar söylemiş. Kemancı Mehmet’in kemanından çıkan yanık havalar, kızı evlenmeye razı etmiş. Sonra da çocukları olmuş. Ama iki yakaları hiç bir zaman bir araya gelmemiş.
Evleri yok. Avşar’lı bir yardımseverin evinde kalıyorlar, kira ödemiyorlar. Kaymakamlıktan 3 ayda bir gıda yardımı geliyor. Diğer günler sürekli doğada ot topluyorlar, çalı çırpı topluyorlar.
3’ünün ayakkabısıda 1 TL’lik, lastik ayakkabılardan. 3 ayakkabıda da yama var.
Beşparmak Dağları’nın bir dağ köyünde keman çalan bu adam, bu coğrafyada yaşayan sembolik isimlerden bir tanesi. Bir kültürü yaşatmaya çalışıyor.
Herkesin dolabında yıllardır giymediği giysi ve ayakkabılar olabilir. Baba ve oğul 43 numara, anne 40-41 numara ayakkabı giyiyor. Vücut ölçüleri fotoğrafta görüldüğü gibi.
Belki de Avşar’lı Kemancı Mehmet ACAR ve ailesini sevindirmek isteyenler çıkabilir.