Antik Dönem’in Mykale’si, günümüzün Samson Dağları’nın Kuşadası Körfezi’ne bakan yamacında kurulmuş Kurşunlu Manastırı çökmeye başladı.
Her yıl yaptığımız incelemelerde sık sık gündeme getirdiğimiz manastırdaki sorunlar, önemli bir bölümün yıkılmasına neden oldu.
Manastır kilisesi içinde kubbenin taşıyıcı payelerinden birinin tamamen yıkılarak tahrip olduğunu tespit ettik.
Aydın İlinin Beşparmak Dağları’nda bulunan Stylos (Arapavlusu) Manastırı’ndan sonra 2. Manastırı konumundaki Kurşunlu Manastırı, Dilek Yarımadası’nın doğu kısmında ayazmaların arasında, zengin biyoçeşitlilik barındıran bir doğa alanının içinde bulunmaktadır.
Manastırın son yıllardaki en büyük sorunu, kubbesinin üzerinde çıkan ağaçlardır. İyice büyümeye başlayan ağaçların kökleri manastır duvarlarını çatlatarak, taşların yerlerinden sökülmelerini sağlamaktadır. Yüksek bir tepede olan manastır iklim koşulları nedeniyle sık sık rüzgar almakta, manastır kubbesinin üzerindeki ağaçlar rüzgarda sallanmakta ve bu durum da duvarların çatlamasına yol açmaktadır.
Sonunda geliyorum diyen tehlike gelmiş ve kubbenin taşıyıcı payelerinden birinin ve taşıyıcı kemerin yarısının tamamen yıkıldığı görülmüştür.
800 yılı aşkın bir süredir ayakta kalmaya başaran Panagia Kurşuniatissa Manastırı, 1800'lü yılların sonlarında Priene'de kazı yapan Theodore Wiegand burayı ziyaret ettiğinde, bir kaç din adamı ile işlevini sürdürmekteydi.
200 yıl önce işlevini sürdüren manastırın bugünkü hali çok kötü durumdadır.
Daha da önemlisi insan güvenliği açısından büyük tehlike içermektedir. Manastıra yazın safari turu yapan acenteler yoğun turist getirmekte, kış aylarında ise tarih tutkunları ve yakın yerleşimlerden mantar toplamaya gelen çocuklar buraya geldiği görülmektedir. Özellikle insanlar içindeyken manastırın çökmesi bir faciayla sonuçlanabilir. Bu nedenle acil olarak tehlike yaratan bölgelerin etrafı çitle çevrilerek uyarı tabelaları konulması gerekir. Bir yandan da manastırın kurtarılması için gerekli iyileştirmelerin yapılması lazımdır. Yoksa yöremizin bir kültür hazinesi ve Kuşadası turizmi için önemli bir tarihsel mekan olan bu manastır hızla yok olup gidecektir. Bu konuda ilgili kurumlara bilgilendirme yazısı göndereceğiz.
KURŞUNLU MANASTIRI
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın doğusunda, eşsiz bitki zenginlikleri arasında yer alan Kurşunlu Manastırı, Bizans yapısı bir Ortodoks Manastırı olup, 11. yy. kurulduğu tahmin edilmektedir.
Rumların Panagia Kurşuniatissa dedikleri manastır, Panagia sözcüğünden de anlaşılacağı üzere Meryem’e ithaf edilmiştir. Kurşuniatissa adı Türkçe kurşun kelimesinin Rumca bir ek almasıyla oluşmuş, T. Wiegand’ın belirttiği gibi muhtemelen yapıların üstünü örten kurşundan geldiği tahmin edilmektedir.
Davutlar beldesine 12 km. lik bir tırmanışla ulaşılabilen manastır, ikonaperestlerin ve dinsizlerin saldırılarına karşı savunma ve eğitim amacıyla, gizlenebilmeleri ve tapınabilmelerine uygun bir coğrafyada olması nedeniyle, baskıdan kaçan din adamları tarafından kurulduğu bilinmektedir.
Etrafı duvarlarla çevrili Kurşunlu Manastırı’nın merkezinde bir kilise bulunmaktadır. Manastır duvarlarının dışında 100 metre doğusunda bir mezar şapeli vardır.
Kilisenin batısında, Bizans manastırlarındaki ofis binalarını akla getiren kule görünümlü üç katlı bir yapı bulunmaktadır.