CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Deniz BAYKAL, Türkiye’nin en güzel milli parklarından biri olan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın kuzey bölgesini 15 gün önce gezmişti. “Milli Parkın güney bölgesinin de çok güzel olduğunu söylüyorlar. Bir daha ki gelişimde orayı da görmek istiyorum” demişti. Kuşadası’na tekrar geldi. Eşi Olcay BAYKAL ve EKODOSD Onursal üyesi Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR’la birlikte Sayın BAYKAL’ı milli parkın güney bölgesindeki eski adı Domatia olan Eskidoğanbey köyünü gezdirdik.
Köyün genel tarihçesiyle ve günümüzdeki konumuyla ilgili bilgiler verdik.
Eskidoğanbey Köyü’nün 1924’e kadar Rumların yaşadığını, mübadeleden sonra Türklerin yerleştiğini, dar sokakları, döşeme taşlı yolları, begonvil ve sardunyalarla süslü Türk ve Rum mimarisinin en güzel örneklerini sunan taş evleriyle, kentsel sit kapsamında da olması nedeniyle çok iyi korunan tarihsel bir yer olduğunu anlattık.
Sayın Baykal “ Mükemmel tasarlanmış, planmış ve doğayla iç içe bir köy. Döşeme taşlı yollarında suyolları bile planlanmış. Mimarisi fevkalade. Ahşapla taşın uyumu çok güzel. Tüm bu güzelliklerinin yanında en önemlisi de doğası çok iyi korunmuş. “ dedi. Köyün içindeki çınar ağaçlarını inceleyen BAYKAL “ Ağaç sevgisi çok önemli, yeşil dokunun çok iyi korunması gerekir. Bu bölge turizm bölgesi, doğalarını bozulmadan koruyanlar, turizmden her zaman karlı çıkacaktır. Sizin gibi sivil toplum örgütlerinin duyarlı çalışmaları böylesine güzel doğal ve tarihi alanların korunmasına büyük katkı yapacaktır” dedi.
Sayın BAYKAL, Eskidoğanbey Köyü’nün içinde bulunan Kuşadası Milli Parkına ait Ziyaretçi Tanıtım Merkezi’nde incelemeler yaptı. Türkiye’nin en önemli 10 sulak alanından biri olan Büyük Menderes Deltası’nın özelliklerini anlattığımız BAYKAL, deltada bulunan kuşları gözlemledi. Sayın BAYKAL “ Geçtiğimiz haftalarda milli parkın kuzeyindeki ormanları, bitki örtüsünü ve harikulade kıyılarını görme fırsatını bulmuştum. Olağanüstü güzelliklerdi bunlar. Bugünde hem bu güzel köyü görme, hem de milli parkın doğal değerlerini yakından tanıma fırsatımız oldu. Kuşlar, sürüngenler, birçok yaban hayvanı ve muhteşem doğasıyla burası çok güzel bir doğa alanı. Korunması için her türlü çaba gösterilmelidir.” Dedi.
Sayın BAYKAL’ı, Beşparmak Dağları’nda Tarih Öncesi Kaya Resimlerini araştıran EKODOSD Onursal üyesi Dr. Anneliese PESCHLOW’la tanıştırdık. Bayan PESCHLOW, BAYKAL’a “Tarih Öncesi İnsan Resimleri” isimli bir imzalı kitabını hediye etti. Beşparmak Dağları’nın önemini, tarihsel özelliklerini, benzersiz doğasını, son yılların en önemli buluşlarından sayılan prehistorik kaya resimlerini anlattıktan sonra, burada meydana gelen maden ocaklarının tahribatlarını ve mutlaka korunması için milli park statüsüne alınması gerektiğini söyleyerek destek istedi. Sayın BAYKAL, anlatılanlardan çok etkilendi ve mutlaka ilk fırsatta burayı da gezerek yerinde görmek istediğini söyledi.
Sayın BAYKAL’ın eşine övgüyle bahsettiği, Onursal üyelerimizden Sayın Gürsel ve Hasan TONBUL çiftine ait Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi’ni, Olcay BAYKAL ve üyelerimizden arkeolog Nilüfer BAYDAR’le birlikte gezerek incelemelerde bulunduk.
Kuşadası’nın bazı tarihi mekanlarını ziyaret eden Deniz BAYKAL’a, bir çini sanatçısı tarafından kentin sembolü olan çini işlemeli güvercinler hediye edildi.