Söke’ye bağlı leylek dostu Avşar’dan aldığımız ihbarla köye gittik.
Daha önce leyleklerle ilgili sunumlar gerçekleştirdiğimiz Avşar İlköğretim okulunda okuyan Ali KAŞ’ın, yavru bir leyleğin uçma denemeleri sırasında yuvayı tutturamadığını ve duvara çarparak düştüğünü görür. Hemen yakında tarlada çalışan dedesinin yanına koşar. Leyleğin ayağından kanlar geldiğini kalkamadığını EKODOSD’a haber vermesini söyler.
Daha önce köyde leylek gözlemcisi yaptığımız Ahmet KAŞ tarladaki işini yarım bırakıp, koşarak leyleğin yanına gelir. Uçamadığını görünce EKODOSD’a haber verir.
Avşar Köyü’nden almış olduğumuz leyleği gönüllü veteriner üyemiz Nevzat YILDIZLI’nın tedavi merkezine getirdik.
Yapılan kontrolde leyleğin sağ ayağının üst kemiğinde parçalı kırık olduğu görülünce ameliyata alınır. Bir insan ameliyatı titizliğiyle leyleğe platin takılarak, gerekli tedavisi yapıldıktan sonra gözetim altına tutulmak üzere istirahata çekilir. Duyarlı davranışlarıyla bir leyleğin hayatının kurtulmasını sağlayan torun ve dedenin hareketi herkese örnek olmalıdır. Birlikte yaşadığımız bu canlılara en çok insanlar zarar veriyor, ancak bunları düşünen ve yardım edebilecek tek canlının da insan olduğunu unutmadan, duyarlı insan sayısını çoğaltmamız gerektiğini düşünüyoruz.
İkinci ihbar, bir ayağı kopan yavru leylek AYDEM aracıyla Söke Ovasında çiftçilik yapan yönetim kurulu üyemiz Abdullah KAVAK’a getirilerek tedavisinin yapılması istenir.
Yavru leylek tedavisi için EKODOSD üyelerince alınarak gönüllü veterinerimiz Nevzat YILDIZLI’ya getirildi.
Veteriner Nevzat YILDIZLI tarafından yavru leyleğe gerekli müdahale yapılarak gözetime alındı.
Ege Üniversitesi işbirliğiyle yaptığımız yavru leylek halkalamaları sırasında bu tür vakalarla leylek köylerinde sık sık karşılaşılmaktadır.
Bu tip olayların nedeni genellikle kırsal kesimlere atılan atıklar yüzünden oluştuğu görülmektedir.
Düzenli çöp depolama alanları bulunmayan köylerimizde, çöpler toplanamamakta, biriken çöplerin gelişigüzel doğal alanlara ve dere yataklarına atılması sonucu hem çevre kirliliği oluşmakta hem de yaban hayatın bundan olumsuz etkilendiği görülmektedir.
Eski yıllarda pek fazla çevre kirliliğinin oluşmadığı dönemlerde leylekler yavrularının altına koymak için doğadan genellikle saman ya da ot gibi yumuşak bitki getirdikleri görülürdü. Çevre kirliliği yaygınlaştıkça leyleklerin davranışlarında da değişiklikler başladığını görmekteyiz.
3 yıldan bu yana yapmış olduğumuz halkalama çalışmaları sırasında, her leylek yuvasının adeta bir çöplük görünümünde olduğunu tespit ettik.
Leylekler eski alışkanlıklarından farklı olarak, doğaya atılan atıklar içinden gübre çuvalları, kumaş parçaları, pantolon, gömlek, naylon poşet ve özellikle saman balyalarını bağlamakta kullanılan ipleri yuvalarına getirdikleri görülmektedir.
Bu çalışmalar sırasında birçok leylek yavrusunun ayağına dolanan ipler nedeniyle yuvada ölü olarak kaldığını, bazılarının ayaklarının koptuğunu gördük, iplere takılı olarak kalanları kurtardık.
Yüzlerce leyleğin bulunduğu havzada diğer leylek yuvalarında neler yaşandığını tespit edebilmek çok zor. Bu konuda Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aydem kuruluşu, Sivil toplum örgütleri ve kırsal kesimde yaşayan yöre insanlarının işbirliği yaparak bu konuya bir çözüm bulmaları gerekir.
Leylekler gittikten sonra tüm yuvalarda bir temizlik yapılmalıdır. Ama en önemlisi de özellikle köylerimizdeki çöp sorunlarına mutlaka bir çözüm bulunması gerekir. Bu hem insan sağlığı için hem de başta leylekler olmak üzere doğal hayatta bulunan canlılar için çok önemlidir.