Kuşadası Belediyesi’nin Amerika’daki kardeş şehri Kalifornia Monterey’den gelen Dan Presser, Cruises turları haricinde, Galapagos Adaları’nda, Amazon’da, Ekvador’da yaban hayatı gözlemi ve Afrika’da Safari turları da yapan Four Winds Travel seyahat acentasının sahibi olup, Kuşadası’na da turist göndermektedir.
Monterey Hava işletmeleri sorumlusu Matt Nelson ile birlikte Türkiye’ye ilk kez gelen Dan Presser, Kuşadası Belediyesi’nin misafiri olarak Efes, Şirince gibi Antik ve otantik yerler gezdirildi.
Kardeş şehirden gelen konukları, Kuşadası Belediye Meclis Üyesi, Kültür ve Turizm Komisyonu Başkanı Murat SARAÇ ile birlikte doğal alanları da gezdirdik.
Ülkesinde doğa koruma çalışmaları da yapan Dan Presser, yılanlara karşı özel bir ilgisi olduğunu ve Dünyada farklı yılan türlerinin olduğu ülkeleri gezdiğini, Dünyadaki yaban hayatını yakından takip ettiğini söyledi.
Yılanları çok seven Dan Presser’i, vahşi yaşamın devam ettiği menderes havzasına götürdük.
Bakir coğrafyanın içinden kıvrılarak denize dökülen Büyük Menderes Nehri konukların çok ilgisini çekti. Dan Presser; bölgenin doğal yapısını incelemeye geldiğini, Kuşadası’na sadece gemi yolcusu değil, son yıllarda gelişen turizm şekli olan doğa turizmine ilgi duyan insanları da göndermek istediğini söyledi.
Menderesin doğal yapısını çok beğendiğini, özellikle kargıların korunması gerektiğini, buradaki ekosistem açısından bunun önemli olduğunu belirtti. Yılanların fotoğraflarını çekerken bir an kendisini Afrika’da sandığını, aynı konumdaki bir alanda timsahları gözlediğini söyledi. Burada bulunan yılanlar Monterey’li konukların çok ilgisini çekti ve yüzlerce yılanı yakından görme fırsatı yakaladılar. Özellikle bazı yılanların ölü taklidi yapması ve daha sonra kendilerini suya bırakmaları karşısında şaşırdılar.
Kendisinin Teksas’daki çıngıraklı yılanların korunma çalışmalarına katıldığını söyledi. Çıngıraklı yılanların sürekli olarak insanlar tarafından öldürüldüğünü, bunun sonucu olarak bölgedeki kanguru farelerinin çoğaldığını, farelerin bitki köklerini yiyerek büyük erozyonlara sebep olduklarını anlattı. Ayrıca çıngıraklı yılanların sürekli azalması ve kendilerini korumak için çıngıraklarını sallamadıkları bu yüzden davranış bozukluklarının başladığını söyledi.
Menderes kıyısındaki kargıların arasında oltayla balık tutan amatör balıkçıları gören Dan Presser “ burada balık tutanlar bu sık kargıların tahrip olmasına ve eksilmesine neden olur. Burada yaşayan canlılar için bu kargıların sıklığı çok önemlidir. Aynı zamanda bu kadar çok insanın yılanlar ve kuşlar için çok önemli olan bu kargıların içinde dolaşması, bu canlılara rahatsızlık verir.” Dedi.
Konuklara Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’na ait, Eskidoğanbey’de bulunan Ziyaretçi Tanıtım Merkezi’nde Milli Parkı tanıtıcı bilgiler sunduk.
Kardeş şehir Monterey’li konuklar, milli parkın coğrafi konumunu ve özelliklerini çok beğendiler. Doğa turizminin yapılabileceği güzel bir alan olduğunu, özellikle korunma statüsünün olmasına çok sevindiler.
Eskidoğanbey’in kendine özgün mimarisini çok beğendiler.
Bol bol fotoğraf çekme fırsatı yakaladılar.
Dünyada sadece bu bölgede yetişen endemik çan çiçekleri hakkında bilgi verdik.
Gastronomiye de meraklı olan konuklar, Karina’da deltanın lezzetli balıklarını ve kalamarlarını tattılar.
Bölgede yoğun bir leylek popülasyonunun olduğunu ve havzadaki hemen her köyde leylek bulunduğunu söyledik.
Dan Presser; Türklerin leylekleri kutsal kuş saydığını, koruduğunu ve çocukların kendilerini leyleklerin getirdiğini anlatan bir makale okuduğunu anlattı. Tuzburgazı’nda bulunan leyleğin başından geçen hikayeyi anlattığımızda çok şaşırdı ve hüzünlendi.
Beşparmak Dağları’na göstermek için yeterli zaman bulamadık. Bir daha ki geldiğinde mutlaka görmek istediğini özellikle 8000 yıllık kaya resimlerini ve dağda yaşayan Yörükleri çok merak ettiğini söyledi.
Son olarak Kuşadası’nda herkesin gurur duyacağı bir müzeye getirdik.
Özel Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesini gezen ve çok şaşıran konuklar “böyle bir müzeyle karşılaşacağımızı tahmin etmiyorduk” diyerek müzeye hayranlıklarını ifade ettiler.
Değirmen’in, Türkiye’de organik tarım yapan en önemli çiftliklerinden biri olduğunu söyledik.
Konukların koruyarak kullanmaya güzel bir örnek olarak gösterdikleri Değirmen’in her alanını gezdik.
Değirmen’in otantik restoranını çok beğenen konuklar, yöreye has yemeklerden tattılar.
Kardeş şehir sayesinde tanıştığımız 70 yaşında olan ancak 30 yaşında gibi enerjik bir yapıya sahip Dan Presser; Kendi şehirlerinin sembolünün denizde yaşayan su samuru olduğunu söyledi. Kentlerine ait bu türün korunması için büyük mücadele verdiklerini anlattı. Gençliğinde Afrika’ya gittiğinde, düşmanlarının kafataslarını ağaçlara asan bir yerli kabilesini ziyaret etmiş ve kabilenin reisine su samurunun sembolünü yansıtan hediyeyi vermiş. Doğanızı koruyun demiş. Reis hediyeyi ağaca asmış. 30 yıl sonra tekrar ziyaret ettiğinde hediyesinin aynı yerde asılı olduğunu görünce çok sevinmiş.
Bir su samuru da bize verdi ve “gezdiğimiz yerleri iyi koruyun” dedi.
Su samurunu derneğimize astık…