Antik ismi Mykale olan Dilek Yarımadası, Anadolu’nun en güzel bitki topluluklarına ve en sık makiliklerine sahip önemli bir doğa alanıdır.
Bu çok önemli doğa alanında, Orman Genel Müdürlüğü tarafından YARDOP 2011 (Yanan Ormanların Rehabilitasyonu ve Yangına Dayanıklı Ormanlar Tesisi Projesi) altında büyük bir faaliyet başlatıldı.
Söke – Kuşadası arasındaki Ağaçlı Köyü’nden itibaren başlayan proje çalışmaları kilometrelerce devam etmekte ve Türkiye’nin en güzel milli parklarından biri olan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkına doğru büyük bir hızla ilerlediği görülmektedir.
Orman yangınları ile mücadelede başarılı bir orman yönetimi sergilenmesi amacıyla yapıldığı bildirilen YARDOP projesi çalışmaları için, orman içinde yeni yollar açılmakta, yolun her iki bölümündeki 35 metre genişliğinde ağaçlar budanmakta ve yerine zakkum, harnup, erguvan ve karaselvi gibi ağaçların dikileceği söylenmektedir.
Ağaçlı köyünde yaşayanlar 1965 yılından beri kendi bölgelerinde önemli bir yangın olmadığını, ufak tefek çıkan yangın olaylarında da tüm köylülerin müdahale ettiklerini söylemekteler.
Buradaki orman ve oksijen nedeniyle Ağaçlı’ya yerleşen Söke’li ve İzmir’li 2 vatandaş, guatr ve karaciğer hastalıklarını bu bölgenin oksijeni sayesinde yendiklerini söylerken, ağaçların bu kesilişini ağlayarak izlediklerini söylemekteler.
Bölge Kuşadası Körfezi’nin en güzel görüldüğü doğal seyir teraslarına sahiptir.
Yangın tehdidinin önlenmesi için orman içinde açılan bu yeni yolların ileride ne gibi tehditler oluşturacağı, bölgenin yaban hayatına ne gibi zarar vereceği düşünülmüş müdür?
Ormanı yangından korumak için, onlarca yıllık binlerce ağacın kesilerek, kilometrelerce yol yapılıp yeşil örtünün kaldırılması tek yol mudur?
Ağaçlı Köyü’nden başlayan kesimler 8000 hektara ulaşacağı bildirilmektedir.
Ancak asıl büyük tehlike bundan sonra başlayacağı görülmektedir.
Proje kapsamında 10.000 hektarlık bir alanda da aynı çalışmanın yapılması beklendiği söylenmektedir.
Çalışılacak bu alan Türkiye’nin en güzel yerlerinden birisi olan,
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’dır.
Projenin adının bile YARDOP Dilek Yarımadası projesi konulması, işin ciddiyetini göstermektedir.
Dilek Yarımadası barındırdığı benzersiz biyolojik çeşitlilik nedeniyle, Avrupa Konseyi tarafından “Flora Biyogenetik Rezerv Alanı” yani, bitki örtüsü açısından soyu tükenmekte veya genetik çeşitliliği çok azalmakta olan canlı türü ya da topluluklarını korumaya yönelik uluslararası düzeyde koruma alanı olarak kabul edilmiştir.
Endemik bitki türleriyle, ala geyikleriyle, yaban atlarıyla, yırtıcı hayvanlarıyla 1966 yılından bu yana insan izinin girmediği muhteşem coğrafyasıyla çok önemli bir doğa alanı olan milli park, YARDOP proje kapsamından çıkarılmalıdır.
Buna öncelikle Türkiye turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Kuşadası karşı çıkmalıdır. Milli Park Kuşadası’nın en önemli geleceği ve geleceğin kuşaklarına bırakabileceği en önemli doğal mirastır.
1966 yılında bu güzel coğrafyayı Milli Park yaparak günümüze kadar gelmesini sağlayan tüm duyarlı insanları minnetle anıyoruz.
Aynı duyarlılığı Doğa Koruma ve Milli Park Genel Müdürlüğü’nün de göstereceğine inanıyoruz.
“Yeryüzündeki en güzel gökyüzü ve en güzel iklimin olduğu yer” olarak Mykale’yi gösteren Tarihin babası Heredot yaşasaydı, kesinlikle bu projeye karşı çıkardı.