Beşparmak Dağları(Latmos), Türkiye’nin en zengin fıstık çamı ormanlarından birine sahiptir.
Yöre insanlarının en büyük geçim kaynaklarından birini oluşturan çam fıstığının yanı sıra, benzersiz kaya yapıları, başka yerde görülemeyecek ilginçlikteki antik yerleşimleri, tarihsel kültürünü günümüze taşıyan özellikleri ve 8000 yıllık tarih öncesi kaya resimleriyle dünyadaki çok nadir doğa ve kültür alanlarından biridir.
Barındırmış olduğu doğal ve kültürel özellikleri nedeniyle, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Karakaya bölgesinde Tabiat Parkı çalışmaları sürdürülmektedir.
Aynı bakanlığa bağlı Orman Genel Müdürlüğü’nün izinleriyle aynı bölgede Beşparmak Dağları’nın doğasının maden ocakları tarafından katledildiği görülmektedir.
Bu benzersiz muhteşem doğanın tüm yeşillikleri açılan maden ocaklarıyla köstebek çukurlarına dönüştürülmektedir.
Binlerce yıl bu dağların muhteşem coğrafyasında birçok uygarlıklar yaşamış, doğaya en ufak bir zarar vermemişler.
Günümüzde bu bölgede yaşayan yöre insanları, geçmiş uygarlıkları örnek alarak, fırınlarını bile doğanın güzelliklerini bozmadan mimarisini estetiğini doğayla bütünleştirerek uyum içinde yaptıkları görülmektedir.
Son yıllarda bu coğrafyanın doğası, tarihi, kültürü, yer üstü zenginlikleri doğal peyzajı yok edilmektedir.
Yöre insanları “ atalarımızdan kalan bu güzelliklerin yok olmasını çaresizlik içinde izliyoruz. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Madenler yüzünden ürünlerimiz mahvoldu. Bizim arazilerimize bile taşmaya başladılar. Yollarımızın durumu perişan vaziyette. Çaylarımız eskiden balık doluydu. Şimdi su kalmadı. Dereler madenden çıkan kumlarla doldu. Burada doğanın dengesi bozuldu, canlı kalmıyor.” Dediler.
Beşparmak Dağları’nda her an yeni bir yerde ocak açılmakta ve ocakların alanı genişlemektedir.
Onursal üyemiz Dr. Anneliese PESCLOW’la birlikte çalışmalarımız sürdürülmektedir. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu bir yandan bölgedeki tarih öncesi kaya resimlerini ve kültürel bulguları tescil etmeye devam etmektedir. Biz de bu konuda kurula gerekli desteği sağlamaktayız.
Ancak burada Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na da büyük iş düşmektedir. Maden ocaklarının açılmasına izin verilmesi yerine, bölgenin tüm doğal ve kültürel değerleri göz önüne alınarak korunma altına alınması ve yöre insanlarına da büyük kazançlar getirecek ekoturizm projelerinin hayat geçirilmesinin daha olumlu olacağını düşünmekteyiz. Binlerce yıldır kullanılan bu kutsal dağ bir dünya mirasıdır. Bu mirasın katledilmesine izin verilmemeli, gelecek nesillere dün aldığımız gibi ulaştırılması sağlanmalıdır.