Aydın’ına bağlı Akçaköy ve Eğrikavak köyleri arasında yer alan doğa harikası Koçak Kanyonu’nu üyelerimize tanıttık bu hafta.
Olağan üstü güzellikteki Koçak Kanyonu’nun insan kaynaklı olarak kirletildiğini ve kanyonun her iki yakasında da bölgedeki yerleşimlerden atılan çöplerle doldurulduğunu gözlemledik. Her gittiğimiz köylerde sorunların en büyüğünü çöplerin oluşturduğunu görmekteyiz. Düzenli çöp alanları olmayan köylerde, çöplerin hepsinin genelde dere ve nehir yataklarına atıldığı görülmektedir.
Görüştüğümüz köylüler de bu görüntülerden pek hoşnut değiller. Köylüler “ Evlerimizden her gün çöp çıkıyor. Çöpler için düzenli bir yerimiz yok, çöpleri alacak bir düzen de yok. Bu konuda herkes çaresiz bir şekilde çöplerini vadiden aşağı atmak zorunda kalıyor.” Dediler.
Çevre kirliliğinin yaratılmaması, doğa harikası güzelliklerin ve sulak alanların olumsuz etkilenmemesi için, ilgili kurumların ve birliklerin muhtarlıklara yardımcı olarak bu sorunların çözülmesi gerekir. Yoksa bir gün çöpleri de atacak boş yer bulamayacaklar.
Üyelerimizin performansına göre 20’şerli gruplara ayrılarak, bir grup kanyonun içinden, diğer grup üstünden yürüdü.
Koçak Kanyonu içinde üzücü olaylara da tanık olduk. Kanyon içinde bulunan yüzlerce yıla tanıklık eden çınar, sandal ve meşe ağaçlarının kesilerek odun haline getirildiklerini gördük.
Üst kısımları zeytin ağaçlarıyla çevrili olan kanyonda, vadiden aşağıya indikçe bitki örtüsünün tamamen değiştiğini gördük.
Koçak Çayı’nın bu derin vadinin her iki yanında zengin bitki toplulukları oluşturduğunu gördük. Ceviz, kestane, çınar, meşe, delice, kocayemiş, sandal, defneyle birlikte yüzlerce bitki türünün içinde yürüdük.
Özellikle kanyon içindeki sandal ve çınar ağaçlarının çok büyük boyutlara ulaştığını ve sık bitki örtüsü içinde bıraktıkları izlerden zengin bir yaban hayatının devam ettiği gördük.
Kanyonun doğu bölümünü oluşturan dik ve derin yarlarda yırtıcı kuşları gözlemledik.
Koçak Kanyonu’nun vahşi coğrafyasında Akdeniz bitki örtüsünün en güzel örnekleriyle karşılaştık.
Yabani nanelerin kokusuna ve renklerine hayran kaldık.
Sonbaharın güzelliğini ortaya çıkaran sıklamenlerin vadinin her yanını sardığını gördük.
Bitkilerin sarmaş dolaş kardeşçe yaşadıklarını fark ettik.
Yemek molası vermek üzere vadinin derinliklerine, su sesinin geldiği yere indik.
Koçak çayının tertemiz sularının oluşturduğu doğal havuzların kıyısında yanımızda getirdiğimiz kumanyaları yedik.
Aydın’ın yanı başında böylesine güzel bir doğa harikasını keşfetmenin hazzını yaşadık.
Vadinin yukarısındaki Eğrikavak Köyü’ne gitmek için tırmanmaya başladık.
Köye girdiğimizde davullar zurnalar, savaş alanı gibi silah sesleriyle karşılaştık. Tabancalardan çıkan seslerin kuru sıkı olduğunu duyunca biraz rahatladık.
Önde erkekler, arkada kadınların olduğu köylülerin atın üstüne bindirdikleri gelini almaktan geldiklerini görerek, biz de onların arkasına takıldık. Birçok köyde bitmiş olsa da, Eğrikavak köylülerinin geleneklerini devam ettirdiklerini gördük.
Köyün kahvelerine dağılarak, köylülerle sohbet ettik. Var olan doğal zenginliklerini hatırlattık. Bunlar için buralara geldiğimiz söyledik. Doğa harikası bu alanları mutlaka koruyun dedik. Sizler buraları korudukça bizler daha sık geliriz dedik.
Eğrikavak köylüleri ürettikleri ürünlerden bizler için Pazar kurdular. Pazarlarda her yerde karşılaştığımız gibi onlarda sattıkları ürünleri organik diyorlar. Üyelerimiz tarafından dağ incirleri, yayla kestaneleri, cevizler kapışılarak satın alındı. Dağ incirleri çok beğenildi. Özellikle önemli doğa alanlarının olduğu köylerdeki yöre insanlarının desteklenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Aydın bölgesinde biyoçeşitlilik açısından çok önemli olan Koçak kanyonunun bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanları mutlaka koruma altına alınmalıdır. Alandaki çevre kirliliğinin ve ağaç katliamlarının önüne geçilmelidir. Alanda bir araştırma yapılarak, kriterlere uygun olması halinde bir koruma statüsünün verilmesi Koçak Kanyonu’nun geleceğini olumlu yönde etkileyecektir. Bölgenin ekoturizm açısından botanik turu, foto safari, kuş gözlemi ve trekking etkinlikleri için zengin değerlere sahip olduğu görülmektedir. Burada yapılacak doğru projeler yöre insanlarının ekonomisine olumlu katkı yapacağına inanıyoruz.
Müracaat ettiğimiz kurumlardan Orman ve Su İşleri 4. Bölge Müdürlüğü’nün konu hakkında araştırma yapacağını biliyoruz. Aynı duyarlılığı çevre kirliliği konusunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden de bekliyoruz.
Artık çok az kalan bu doğa harikası alanları kurumlarıyla, köylüleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla hep birlikte korumalıyız.