Kıyıda bulunan turizm kentlerinin hemen hepsinde geçmiş uygarlıklardan kalan tarihi kaleler bulunmaktadır. Bu kentleri ziyaret edenlerin ilgisini çeken ilk yapılar kaleler olmakta, her zaman da bu tür yerler cazibe merkezi haline gelmektedirler. Bu kalelerin hepsi gelen ziyaretçilerini tarihe yolculuğa çıkararak, geçmiş uygarlıkların izlerini ve kültürlerini günümüz insanlarına aktarmaktadır.
Bunlardan bir tanesi de Bodrum Kalesi’dir.
Anadolu kıyılarında binlerce yıl önce batan Antik Dönem gemicilerine ait kalıntılar sualtı arkeologları tarafından çıkarılarak, zengin tarihi geçmişi bulunan Bodrum Kalesi’nde sergilenerek, yaşayan müzeciliğin en güzel örneklerinden birini oluşturmaktadır.
Binlerce yıllık buluntularıyla, tarihi geçmişiyle, ağaçları ve kuşlarıyla bir bütünlük oluşturan Bodrum Kalesi, yerli-yabancı binlerce turistin akınına uğramakta ve uluslar arası alanda da hak ettiği değeri bulmaktadır.
Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinden biri olan Kuşadası’nda da Güvercinada isimli tarihi bir kale bulunmaktadır. Bir turizm kentinde tarihi bir kalenin bulunması çok önemli bir kazançtır.
Güvercinada Kalesi yıllardır farklı amaçlarla kontrolsüz, denetimsiz bir şekilde kullanılmış, ihmal edilmiş, doğası ve kültürü gelen ziyaretçilere tam olarak yansıtılamamış ve hak ettiği değere ulaşamamıştır. Kuşadası için çok önemli olan Güvercinada Kalesi’ne yıllarca sahip çıkılamamış ve değerlendirilememiştir.
Güvercinada Kalesi’nin geleceğiyle ilgili sevindirici bir gelişme yaşandı.
Tarihi mirasın korunması amacıyla Kuşadası Belediyesi’nin hazırladığı proje Koruma Kurulunca kabul edilerek restorasyon çalışmalarına başlandı.
Ancak Güvercinada Kalesi sadece restorasyon ve peyzaj düzenlemeleri yapılarak bırakılmamalıdır. Bir bütünlük içinde yaşayan bir kale haline dönüştürülmelidir.
Antik Dönem’in birçok buluntuları ve kazanımları burada sergilenmeli ve bilgilendirilmelidir. Önceki yıllarda sualtı araştırmalarımız sırasında bulduğumuz Roma Dönemi pişmiş süzgü kabı olan bir Gargalet’i, müzemiz olmadığından Bodrum Sualtı arkeoloji müzesine teslim etmiştik. Kuşadası’ndan çıkan bu eserin Güvercinada Kalesi’nde sergilenmesi için geri iade etmelerini isteyeceğiz. Kuşadası’nda ve Kuşadalıların elinde kalede sergilenmeye değer önemli parçalar varsa, sergilenmesi için bunlar mutlaka kalede değerlendirilmelidir.
Güvercinada Kalesi, tarihi değerlerinin yanı sıra önemli doğal değerlere de sahip olup, bunların gelen ziyaretçilere en iyi şekilde yansıtılması gerekir.
Kuşadası şuan elinde tüm parçaları tamam olan uzun balinaya ait çok önemli bir iskelete sahiptir. İskelet Güvercinada Kalesi’ndeki kule kısmında durmaktadır.
İngiltere aynı tür bir balinanın sadece kafa iskeletine sahip olup, bunu müzede sergileyerek tanıttıkları bilinmektedir. Buradaki balinanın ise tanıtımı yapılamamaktadır. Kentin önemli alanlarında dikilecek panolarla böyle bir balina iskeletinin varlığı, gelen yerli-yabancı konuklara bilgilendirilmelidir.
Güvercinada Kalesi içinde var olan doğal bitki ve ağaç türlerinin de çok önemli olduğunu düşünmekteyiz. Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali ÇELİK’le yaptığımız Kuşadası bitki envanter çalışmaları kapsamında, buradaki doğal kaynak türlerinin de tespitlerini gerçekleştireceğiz. Kuşadası Belediye Başkanlığı’na, gelen konukların bilgilendirilmesi için hem bitkiler hem de ağaç türleri hakkında bilgiler içeren tabelalar konulması için bir öneri götüreceğiz.
Yapılacak bu tabelalarda bitki ve ağaçlar hakkında fotoğraflar, bilgiler ve bu değerlerin korunmasına yönelik uyarılar olacaktır.
Güvercinada’nın bir bölümünde bilinçsizce yapılan bir çevre kirliliğinin yaşandığı görülmektedir. Eski bir Türk geleneği olan çaput bağlama yoluyla dilek dileyerek kansız kurban sayılan adak adama inancı, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Güvercinada’nın ağaçlarının üzerinde peçeteler bağlanarak hızla çoğalmaya başlamıştır. Eski yıllarda kutsal sayılan ağaçlara bez bağlanarak yapılan bu yöntem, günümüzde dilek amacıyla gelenlerin çantalarında ne varsa ve her ağaca bağlamaları çirkin bir görüntüye neden olmakta, bitki ve ağaçlara zarar vermekte ve çevre kirliliği oluşturmaktadır.
Türkiye’de Amasya, Aydın (Kuşadası ve çevresi) , Bursa ve Muğla’da bulunan Sternbergia lutea çiçekleri Güvercinada içinde ve surlarının altında Kasım ayında kaleyi sarı renkleriyle güzelleştirmektedirler.
Kuşadası’nda tarihi değerleriyle birlikte, doğal manzara izleme terası görevi de gören Güvercinada Kalesi’nde doğal olarak yetişen bu önemli bitkilerin farkında olunmalıdır. Kale içinde acil olarak bir yönetim planı yapılarak koruma tedbirleri uygulanmalıdır. Nereden yürüneceğini ve nereye bastığını bilmeyen birçok insan bu önemli çiçeklerin ve yarın hepsi de açarak etrafı altın sarısına çevirecek yeşil filizlerinin üzerine basarak geçmektedir. Bu konuda mutlaka farkındalık yaratılmalıdır. Adını kuşlardan alan Güvercinada’da, Kuşadası ismine yakışan kuşlarla dolu bir mekan yaratılması için belediyeye bir öneri sunduk. Önerilerimiz arasında kale içinde kuşlar için yaşam alanlarının yaratılması, Kuşların barınma yerleri için yapay yuvalarla desteklenmesi, kuşların ekosistem içindeki yeri ve yararları, öğrencilerin dürbünlerle kuş gözlemi yapabileceği ve bilgilendirileceği minyatür kuş gözlem kuleleri, Kuşadası çevresinde yaralı olarak bulunan kuşların veteriner gözetiminde tedavi ve rehabilite edilebileceği küçük bir rehabilitasyon merkezi, geliri kuşların barınma yerleri ve tedavilerinde kullanılmak üzere, gelen ziyaretçilere kuşlara ait hediyelik eşyalar satan kuş maketinden yapılma küçük bir satış büfesi bulunmaktadır. Gelen ziyaretçilerin kuş türlerini tanıması ve özellikleri açısından bilgilenmesi için, kuşlara ait fotoğraflar ve Türkçe-İngilizce bilgilendirme yazılarının olduğu panolar yerleştirilmelidir. Öneri kabul edildiği takdirde derneğimiz üyeleri Ege Üniversitesi Tabiat tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi bilim adamlarından Prof. Dr. Mehmet SIKI e ornitolog Dr. Ortaç ONMUŞ teknik destek vereceklerdir. Kuşadası turizmi için çok önemli olan, Kuşadası Belediye Başkanlığı’nın uyguladığı Güvercinada Kalesi iyileştirme ve peyzaj düzenleme çalışmaları projesini destekliyoruz. Kalenin daha cazip bir alan haline getirilerek sahip olduğu tarihi değerlerin ve içinde var olan doğal kaynak türleriyle bütünleştirilerek, iyi bir yönetim planıyla koruma-kullanma dengesi gözeterek, yerli-yabancı herkesin hizmetine sunulmalıdır diye düşünüyoruz.
Tüm bunların Güvercinada Kalesi’nin geleceğinin korunma altına alınmasına, yerli-yabancı konukların memnun olarak kaleden ayrılmasına ve kalede sürdürülebilir bir turizmin gelişmesine olanak tanıyacağına inanıyoruz.