Bir kısmı İzmir’e bağlı Ödemiş ilçesi sınırları içinde olan Koçak Kanyonu, büyük bir bölümü Aydın iline bağlı Akçaköy ve Eğrikavak köyleri arasında yer almaktadır.
Kanyonun içinden geçen çay, geçtiği yerleşim yerlerine göre isim alarak, Mendegüme, Köseoğlu, Gürlek ve Koçak isimleriyle anılmaktadır. En bilinen ismiyle Koçak Çayı, kanyonu yararak Büyük Menderes Nehri’ne kadar uzanmaktadır.
Koçak Çayı geçmiş olduğu kanyonda özgün bir klima yaratarak bölgedeki biyoçeşitliliği zenginleştirdiği görülmektedir.
Her mevsimi güzel olan ancak renk cümbüşünün hakim olduğu sonbahar mevsimi gelenleri büyülemektedir.
İlkbaharda çiçek açan erguvanların, Koçak Kanyonunda şaşırarak sonbaharda da çiçek açtıkları görülür.
Sonbaharın özgün çiçeklerinden sıklamenlerin güzelliği herkesi büyüler.
Koçak kanyonundaki bazı çiçeklerin kokularının, en pahalı parfümü bile sönük bıraktığı görülür.
Zengin floraya sahip Koçak Kanyonu botanik tutkunları için Aydın’ın yanı başında bir doğa hazinesidir.
Koçak Kanyonunda Akdeniz bitki örtüsünün en nadide türleriyle karşılaşmak mümkündür.
Kanyon içindeki sık bitki örtüsü, Amazon ormanlarını çağrıştırdığı görülür.
Aydın bölgesindeki en büyük boyutlu sandallar Koçak Kanyonunda orman oluşturmuşlardır.
Bölgenin en lezzetli kestaneleri kanyonun içinden zirvelere doğru uzanmaktadır.
Ceviz, kestane, çınar, meşe, delice, kocayemiş, sandal, defneyle birlikte yüzlerce bitki türünün bir arada olduğu kanyon, önemli bir yaban hayatını barındırmakta, orman kuşları ve dik inen derin yarlarında kaya kartalı gibi yırtıcı kuşların varlığı görülmektedir.
Bu olağan üstü güzellikler insan kaynaklı olarak kirletilmekte, çağımızın en büyük sorunlarından biri olan çöplerin, Koçak Kanyonunu doldurduğu görülmektedir.
Muhteşem doğasının ve zengin biyoçeşitliliğinin farkında bile olmayan insanlar, kendi deyimleriyle “başka çaremiz yok, nereye atalım” derken, çöp yığınları her geçen gün artmaktadır.
Düzenli çöp depolama yerleri bulunmayan köylerin en büyük sorunu çöptür. Onlarda çaresizlik olarak gösterdikleri bu durumdan kurtulmanın yolunu, içinden çay ya da dere geçen en yakın doğal alan olarak bulmaktadır. Eğer bu soruna bir çare bulunmazsa, doğa diye bir şey kalmayacak her yer çöplük olacaktır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin bu konuya mutlaka duyarlılıkla bakması gerektiğini düşünüyoruz.
Koçak kanyonunun derdinin sadece çöplerle sınırlı olmadığını gördük. Daha önceki yıllarda tespit ettiğimiz bölgenin en büyük sandal ağacının, anıt ağaç olması için başvurmuştuk.
Bir doğa harikası olan bu ağacın yakacak odun olarak kesildiğini görerek tutanak tutturmuştuk.
Aynı alanda Koçak Çayının kıyısında etrafını 20 kişinin sarabileceği büyüklükte asırlardır ayakta olan bir çınar tespit etmiş ve anıt ağaç için başvurumuzu yapmıştık.
Dev çınarın Koçak Çayının sularıyla beslendiğini görmüştük.
Bu yıl yaptığımız araştırmalarda, keskin hızarların devasa boyutlardaki ana gövdeyi kesemediğini ama bir ağaç büyüklüğündeki dalları yere indirdiklerini gördük.
Ağacın parçalarının parti parti kesilerek yukarı çıkarıldıklarını tespit ettik.
Koçak Kanyonundaki bu kıyımlar her sonbahar ayında yaşanmaktadır.
Çınarların, meşelerin, sandalların kesilerek görülmesin diye dallarla üstleri örtülüp, uzun ve dik yokuşlardan eşeklerle çıkarıldıklarını gördük.
Koçak Kanyonuna her geldiğimizde, bir önceki yıl gördüğümüz önemli ağaçların artık yerinde olmadığını görmekteyiz.
Orman ve Su İşleri İl Müdürlüğü’ne bu konuda bilgilendirme yapacak ve Koçak Kanyonunun incelenmesi ve tabiat parkı olarak değerlendirilmesi için başvuruda bulunacağız.
Biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların önemi bu bölgede yaşayanlara da anlatılmalıdır. Koçak Kanyonu farkında olunmasa da Aydın bölgesinde biyoçeşitlilik açısından çok önemli bir doğa alanıdır. Değişik türlerdeki amfibi, kara ve su kaplumbağaları ve birçok yılan ve kertenkele türlerini ve yaban hayvanlarını barındıran koçak Kanyonu zengin bir ekosistem içermektedir. Koçak Kanyonundaki bitki ve hayvan türleri ve buradaki türlerin yaşam alanları mutlaka korunmalıdır. Özel bir koruma statüsü verildikten sonra; botanik turizmi, trekking, kuş gözlemi gibi etkinliklerle ekoturizm bu bölgede geliştirilmelidir.