Güneyi Muğla, Kuzeyi Aydın sınırları içinde kalan Beşparmak Dağları, yanı başındaki Bafa ve Azap Gölleriyle bütünleşerek, Tarih Öncesi Dönem’den günümüze kadar birçok uygarlıklara ev sahipliği yapan, eşsiz ve benzersiz güzelliklerle dolu önemli bir doğa ve tarih alanıdır.
Antik Dönem’deki adı Latmos olan Beşparmak Dağları’nın zirvesindeki Tekerlek Dağ’da bulunan Prehistorik taş kültü (Hava ve Yağmur Tanrısının evi), dağın her yönünden görülen muhteşem siluetiyle ilgi çekmektedir. Dağın her tarafını kaplayan insanlığın izleri Neolitik Dönem’den, Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanmaktadır. Anadolu’nun kutsal dağlarından biri olan Beşparmak Dağları’nda, Neolitik Çağ’dan beri Anadolu Hava Tanrısı’na ve yerel bir dağ tanrısına birlikte tapınılmıştır.
Binlerce yıl bu dağlarda yaşayan insanlar, bu coğrafyada barınmışlar ve bu dağın arazilerini kullanmışlardır. Tarih öncesinden Antik Döneme, Bizans ve Osmanlı Dönemlerine kadar devam eden yerleşimlerdeki mimari yapıların hepsi, dağın doğal yapısıyla barışık bir şekilde inşa edilmiştir. Yapılar inşa edilirken, doğa tahrip edilmeden çevreye uyumlu bir şekilde devasa boyutlardaki kayalıklarından faydalanılmıştır.
Beşparmak Dağları’ndaki arkeolojik bulguların en önemlileri, Batı Anadolu’da yüzyılın buluşu olarak adlandırılan prehistorik kaya resimleridir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü resimlerle ilgili çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir. EKODOSD’un onursal üyesi olan ve resimleri bulan Dr. Anneliese PESCHLOW, tüm gayretiyle kaya resimlerinin korunması ve tanıtılması için bıkmadan usanmadan çalışmalarını her yıl sürdürmeye devam etmektedir.
Dağın etrafını bir çember gibi saran resimlerden bugüne kadar 172 adet tespit edilmiş ve her yıl buna yenileri eklendiği görülmektedir. Bu resimler şimdiye kadar tüm kaya resmi sanatı içinde, konu ve üslup açısından benzersizliğini korumakta, şekil ve anlatım olarak dünyada tek olduğu bilinmektedir. Şematik bir şekilde çizilen resimler başta aileyi, düğün törenlerini ve ilkbahar şenliklerini tasvir etmektedir. Savaş sahnesi ve av sahnesi olmayan resimlerde, genellikle birlikteliği temsil eden insanların, ailenin resmi bulunmaktadır. Bu resimlerde barış, düğün törenleri ve şenlikler vardır. Kısacası bu dağlarda yaşayan insanlar, 8000 yıl önce mutluluğun resmini çizmişler.
Beşparmak Dağları’nda Koçarlı İlçesi’nin Bağarcık Köyü’nden başlamak üzere, Söke’nin Karakaya ve Köprüalan köylerine kadar uzayan coğrafyada bulunan “Mutluluğun resimleri” geçen 8000 yıldan sonra, günümüzde tehlike altına girdiği görülmektedir.
Bu önemli resimleri bekleyen en büyük tehlike, dağın her tarafında sürekli çoğalarak açılan maden ocaklarıdır.
Açılan maden ocakları Beşparmak Dağları’nın benzersiz doğal peyzajını tahrip etmekle kalmayıp, tespit edilen kaya resimlerini tehdit etmekte ve belki de dinamitlerle patlatılan kayaların altında bulunan resimlerin yok olmasına neden olmaktadır. Bilim insanlarınca dünya da eşi benzeri olmadığı söylenen bu kaya resimlerinin geleceği tehdit altındadır.
Bir açık hava müzesi niteliğinde olan Beşparmak Dağları hak etmediği bir şekilde, maden ocaklarının tehdidiyle karşı karşıyadır. Hem doğal yapısı, hem de kültürel özellikleri olan bu benzersiz dağ silsilesinin önemli özelliklerinin yeterli koruması yoktur. Hak ettiği değer verilmediği takdirde böylesine önemli özelikler barındıran bu dağların, gelecek nesillere ulaşmadan tahrip edilmesi kaçınılmazdır. Bazı alanlarda yerleşim yerlerinin hemen yanı başına açılan ocaklar, doğal yapının tahribatının yanında, bu köylerde oturanları da tehdit ettiği görülmektedir.
Söke’ye bağlı Karakaya, Köprüalan, Yeşilköy, Avşar köyleri ve Sarıkemer beldesinin içinden geçen maden kamyonları, çevreyi toz içinde bırakmaktadır.
Maden Kamyonları bu köylerin yollarını ağır tonajlarla köstebek çukuruna çevirmelerinden dolayı, yöre insanları tarafından büyük tepki almaktadır.
Dr. Anneliese PESCHLOW, kaya resimlerinde doğa şartları ve kasıtlı insan tahribatları nedeniyle bozulan resimlerin iyileştirilmesi için, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Restorasyon Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğünden gelen uzmanlar ile günlerdir dağ, tepe, sıcak demeden çalışmalarını sürdürmektedir.
T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvardan çalışmaya katılan uzmanlar ve Dr. Anneliese PESCHLOW kaya resimlerinin mevcut durumunu inceleyerek bir rapor hazırlayacaklardır.
Dr. Anneliese PESCLOW’la, Kaya resimlerinin korunması ve tanıtılmasına yönelik çalışmalarımız devam ettirilmektedir.
Yaptığımız müracaatlar sonunda Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’yla işbirliği yaparak, Anneliese PESCLOW’un bilimsel çalışmaları ve yardımlarıyla, Aydın Bölgesi’nde kalan resimlerin tescil edilmelerine başlanmıştır. Bu sevindirici bir gelişmedir. Yapılan işbirliğiyle, Aydın bölgesi sınırları içinde bulunan tüm kaya resimlerinin tescil edilmesi hedeflenmektedir.
Anneliese PESCLOW “ Beşparmak benim ikinci memleketim. 30 yıldır bu dağlarda dolaşıyorum. Dünyada çok önemli olan bu kaya resimlerini bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu nedenle de çok mutluyum. Türkiye’de Neolitik ve Kalkolitik Dönem’in en önemli buluntuları GÖBEKLİTEPE, ÇATALHÖYÜK, HACILAR ve LATMOS’tur.(Beşparmak Dağları) Latmos’ta bu dönemde insanlar yerleşik düzene geçtiler ve aile kavramı burada daha fazla. ÇATALHÖYÜK’te 1, HACILAR’da 2 adet anne ve çocuk resimleri var. LATMOS’ta ise bulunan 172 resmin birçoğu insan ve aileyi simgeliyor. Bu çok önemlidir. Daha henüz tespit edilmeyen birçok resim keşfedilmeyi bekliyor. Ancak her geçen yıl Beşparmak Dağlarının hem doğal yapısı, hem de Latmos kültürü bozuluyor. En önemlisi de benzersiz kaya resimleri tehlikeye giriyor. Maden ocaklarına mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.” Dedi.
Beşparmak Dağları’nın bu tür faaliyetlerle tahrip edilmesi yerine, var olan gerçek değerleri ön plana çıkarılarak ve tanıtılarak alternatif turizm faaliyetleri içinde mutlaka yerini almalıdır. Bu sayede benzersiz kaya yapıları, 8000 yıllık Prehistorik Kaya Resimleri, başka yerde görülemeyecek ilginçlikteki Antik yerleşimleri ve hala tarihsel kültürünü günümüze taşıyan özellikleriyle korunması sağlanabilecektir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı doğa ve tarih cenneti olan Beşparmak Dağları’nı açık hava müzesi ilan etmelidir. Bu dağlarda maden kamyonları değil, dünya ülkelerinden gelen ekoturistleri taşıyan tur otobüsleri dolaşmalıdır.
Doğasıyla, kültürüyle, tarihiyle, efsaneleri ve mitolojik öyküleriyle olağan üstü güzellikler ve özellikleri olan Beşparmak Dağları’nın, UNESCO Dünya kültürel ve Doğal Miras Aday listesine alınması için, Dr. Anneliese PESCHLOW başta olmak üzere, Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ve EKODOSD derneği tarafından müracaat edilmiştir.
Derneğimize Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen cevabi yazıda “Beşparmak Dağları’nın doğal kriterler altında Liste’ye dahil edilmesi önerildiğinden, alanın korunması ve değerlendirilmesi hususunda birincil derece sorumlu olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden konuya ilişkin görüş istendiği” bildirilmiştir.
8000 yıllık bu tarihin korunması için, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarını ve duyarlı insanları bu dünya miraslarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Dr. Anneliese PESCHLOW
Berlin’deki Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden emekli olan Peschlow, 30 yılı aşkın süredir Latmos projesini yürütmektedir. Bu projenin amacı Türkiye’nin batı kıyısında bulunan dağlık bölgenin(Beşparmak Dağları), en erken dönemden Osmanlı’ya kadar olan yerleşim geçmişinin incelenmesidir. İlk Kaya resimleri 1994 yılında ortaya çıkmış olup bu resimlerin sayısı günümüzde 172’yi bulmuştur. Şimdiye kadar hiç tanınmayan bu benzersiz eserlerin araştırılması, 1998 yılından beri Gerda Henkel Vakfı tarafından desteklenen bağımsız bir proje ile yürütülmektedir. Anneliese Peschlow, Latmos’taki yüzey araştırmalarının dışında Türkiye’de Kilikia ve Bithynia’da ayrıca İtalya’da çalışmıştır.
Dr. Anneliese PESCHLOW, Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Onursal Üyesidir.