Geçtiğimiz günlerde yerel bir gazetede de çıkan haber üzerine bölgede bir araştırma yaptık.
Söke’ye bağlı Serçin Köyü’ndeki balıkçılar, Bafa Gölü’nde yılan balığı avında kullandıkları pinterleri, av sonrasında karaya çıkarıp sererek, ağlarını temizleyip sonra da kurutmaya bırakmaktadır.Pinterlerin kurutulmaya bırakıldığı alanda, bugüne kadar hiç karşılaşılmamış bir olay meydana gelmiştir.
Serçin’li bir balıkçı pinterlerden birisinin içinde kedi cinsi bir hayvanın girdiğini görünce şaşkınlık içinde ilgili kurumlara haber vermiş. Pinter içinden çıkamayan hayvan, çevresinde toplanan insanları da görünce tedirgin olmuş ve çıkmak için ağlara hamle yapmaya başlamıştır. Hayvan kendisine zarar vermemesi için ağlar kesilerek dışarı çıkması sağlanmıştır. Kesilen yerden fırlayarak kendisini dışarı atan hayvan, çok kısa bir süre içinde gözden kaybolarak doğaya karıştığı görülmüştür.
Vaşak diye tanımlanan hayvanın çekilen fotoğraf ve video görüntülerini, ODTÜ Biyoloji Bölümü Biyoçeşitlilik ve Koruma Laboratuvarı Dr. C. Can Bilgin’le paylaşarak bir incelemede bulunduk. Hayvanın vaşak olmadığı, korunan türler arasında olan saz kedisi(Felis chaus) olduğunu tespit ettik. BİLGİN “ Ülkemiz türün dünya yayılışının kuzeybatı sınırında olduğu için, hep sulak alan yakınlarında, az sayıda ve yerel görülürler. Avlanması tüm yıl yasak olan korunan türler arasındadır. Evcil hayvanların yanına bile yaklaşmazlar. Kurbağa, balık, fare, su yılanı ve kuşlarla beslenirler.” Dedi.
Bölgede daha önce yaptığımız araştırmalarda, Saz kedisinin Azap Gölü’nde ve Bafa Gölü’nün Serçin bölümünde varlığını sürdürdüğünü biliyoruz. İnsanlara ve evcil hayvanlara hiçbir zararı olmayan saz kedilerinin, Azap Gölü ve Bafa Gölü arasındaki dağı koridor olarak kullanarak, her iki sulak alandan beslendikleri görülmektedir. Geçtiğimiz aylarda da bir saz kedisinin bu koridor içinde kalan yolda çarpılarak öldüğünün kaydını yapmıştık. Bu saz kedisinin de, Bafa Gölü’nün Serçin bölümündeki ılgınların içinde yuvalayan kuşlar için geldiğini ve muhtemelen pinter içinde kalan balığı yemek için davulun içine girdiğini ve çıkamadığını tahmin etmekteyiz.
Nesli tehlike altında ve korunan türler arasında olan saz kedileri, yaşam alanlarının küçülmesi ve bazı bilinçsiz kişiler tarafından zehirlenmeleri nedeniyle sayılarında azalma olmaktadır.
Aşağı Büyük Menderes Ovası, yaban hayatı açısından çok zengin bir ekosisteme sahiptir. Özellikle yırtıcı hayvanlar ve yırtıcı kuşların yaşamları tehdit altında olup, sayıları her yıl azalmaktadır. Bu da doğal dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Bu tür yırtıcıların yok olması ve azalması, onların beslenme grubunu oluşturan türlerin çoğalmasına neden olmaktadır.
Bunun en iyi örnekleri Söke Ovası’nda yaşanmaktadır. 1950-60’lı yıllara kadar bölgede yaygın olan Anadolu parsı, kurt, sırtlan, ayı ve çakal gibi yırtıcıların birçoğu yok olmuş ve kalanlarının da sayıları oldukça azalmıştır. Azalan yırtıcılar nedeniyle bölgede domuz populasyonu aşırı derece artarak çiftçilere zarar vermeye başlamıştır.
Bu nedenle bölgede alternatif ürün olarak ekilen ay çiçeği ve mısır ekiminde oldukça azalma görülmektedir. Bölgedeki atmaca ve şahin gibi yırtıcı kuşların azalmasıyla birlikte, göçmen kuşlardan olan karabaş serçelerden binlercesi, Söke Ovası’ndaki ekili arpa ve buğday tarlalarına dadanarak çiftçiyi yeni yöntemler bulmaya sevk etmiştir. Eski yıllarda yırtıcı hayvanların ve yırtıcı kuşların dengelediği bu durum için, son yıllarda çiftçiler ürünlerini domuzlardan ve serçelerden korumak amacıyla, top dedikleri ses çıkartıcı cihazlar kullanmaya başlamışlardır.
Söke Ziraat Odası bölgedeki yırtıcı hayvanların ve yırtıcı kuş türlerinin korunmasına destek verdiklerini, bu türlerin korunmasının çiftçinin lehine olduklarını açıklamıştır.
Zengin bir ekosistemin devam ettiği Aşağı Büyük Menderes Havzası’nda, ekolojik dengenin bozulmaması, bu tür yırtıcıların mutlaka korunması, doğal avlarının azalmasının önüne geçilmesi ve doğal yaşam alanlarındaki tehditlerin kaldırılması için, herkesin duyarlılık göstermesi gerekir.