Antik Dönem’de mitolojik efsanelere konu olan ve binlerce yıldır taşıdığı alüvyonlarla denizi doldurarak, bugünkü menderes havzasını meydana getiren Büyük Menderes Nehri, bölgenin doğal peyzajını tamamen değiştirdiği gibi, günümüzde de yapmış olduğu taşkınlarla her yıl Söke Çiftçisini mağdur durumda bırakmaktadır.
Büyük Menderes Nehri yoğun yağışlarla birlikte bu yıl da taşarak, Aşağı Büyük Menderes Havzası’nın güney bölgesindeki tarlaları deniz haline getirmiştir.
Baharın gelmesi ve yağışların durmasıyla birlikte coşkun bir şekilde akan sular durmuştur.
Kış aylarında bölgeye ilk defa gelenler manzarayı gördüklerinde, burasının büyük bir göl olduğunu düşünmektedir.Bu kişiler aynı alana şimdi gelseler, göl olmadığını tarım arazileriyle dolu olduğunu göreceklerdir.
Bu aylarda Büyük Menderes Nehri yatağına çekildiğinden, ovadaki tarım arazilerinde kalan su birikintilerinde ayrı bir canlılık yaşanmaktadır.
Suların çekilmeye başlamasıyla birlikte, Söke ovasındaki çiftçilerin yüzü gülerken, aynı zamanda farklı canlılarında yüzü gülmektedir.
Dünya da 3000 bireyi kaldığı tahmin edilen ve nesilleri tehlike altında bulunan deltanın Tepeli Pelikanları, su çekilme mevsiminde avlanması daha zor olan Karina Lagünü yerine, menderes kıyısındaki tarlalarda bulunan su birikintilerini tercih etmektedir.
Tarlaların ortasındaki su birikintilerinde kalan balıklar, Tepeli Pelikanların bu mevsimde en önemli besin gruplarını oluşturmaktadır.
Denizden kilometrelerce uzakta bulunan arazilerdeki sularda karınlarını doyuran Tepeli Pelikanlar, daha sonra tekrar Büyük Menderes Deltası’na dönmektedir. Tarlalardaki sular tamamen kuruyuncaya kadar bu döngü devam etmektedir.
Baharın gelmesi ve taşkın sularının çekilmeye başlaması, Söke Ovası’nda çiftçilerle birlikte, başta kuşlar olmak üzere birçok canlıyı harekete geçirmektedir.
Antik Dönem’den bu yana önemli birçok uygarlıkların kurulduğu Büyük Menderes Nehri’nin etrafında, bu uygarlıklara ait arkeolojik buluntular turizmin gelişmesine yol açmış, Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri ve Ege Bölgesi’ndeki doğal ekosistemlerin en canlı yaşandığı yer olmuştur. Hem tarımda hem doğadaki hareketlenmenin yaşandığı bu aylarda, bölgeye gelenler bu canlılığı görebilecek ve aynı zamanda Antik Dönem’in muhteşem eserlerini görmek için bu havzayı gezebileceklerdir.