Beşparmak Dağları benzersiz doğal ve kültürel değerleriyle yüzlerce yıldır dünya gezginlerinin keşfetme duygusunu yaşamak istedikleri mekanlardan biri olmuştur.
Beşparmak Dağları’nın güneyinde, Latmos Antik kentinin kuzeyinde bulunan İsa Mağarası Vadisi, bu dağlarda tespit edilebilen tarih öncesi döneme ait yerleşim yerlerinden birisidir.
Burada yaşayan insanlar kaya oyuklarında ya da bir kayanın devrilmesi sonucunda oluşan çoğunlukla bir ya da iki avlusu bulunan kapalı mekanlarda yaşamışlar.
EKODOSD’un önursal üyelerinden Dr. Anneliese Peschlow’un tespitlerinde, bölgedeki en önemli yerleşim yerlerinin dağın kuzeyinde bulunan Mal kayası Mağarası ve İsa Mağarası Vadisi’nde bulunan mağara ve kaya sığınakları olduğu bilinmektedir.
Ulaşılması çok güç olan İsa Mağarası Vadisi’ne, dağın güney yönünden olasılıkla Bizans Dönemi’nde taşla döşenmiş, dar bir patikadan ulaşılmaktadır.
Vadiye tırmanırken Antik Dönem’de yaşamış insanların izlerini görmek mümkündür.
Başka yerde pek görülmeyen ilginç kaya şekilleri, gökten yağmış gibi dağın her yanını sarmıştır.
Kayaların arasından fırlayan şişe burunlu yunus figürü gibi birçok hayvan figürünü hayal etmek mümkün olup, insanın kendini dinozorlar döneminde gibi hissedip heyecan duyacağı olağanüstü güzelliklerle dolu bir yerdir.
İlginç özellikleri nedeniyle fotoğraf tutkunlarının en çok rağbet ettiği alanlardan biridir.
Vadideki önemli alanlardan bir tanesi İsa Mağarası’dır. Ortaçağda bu alana yerleşen keşişler, ana ayin yeri olarak duvarlarına İsa’nın hayatından sahneler resmettikleri İsa Mağarası’nı seçmişler. İçindeki buluntulardan İsa Mağarası’nın, Orta Çağ’da olduğu gibi, tarihöncesi dönemde de önemli bir konuma sahip olduğu düşünülmektedir.
İsa Mağarası’nı bulan kişi Society of Dilettanti adına 1764 ve 1765 yılları arasında mimar Nicolas Rewett ve ressam William Pars eşliğinde Anadolu’yu gezen İngiliz bilgini Richard Chandler’dir. Bu geziye başkanlık yapan Chandler o zamanlar Oxford’da öğrenimini tamamlamış ve epigraf olarak isim yapmış, daha 26 yaşında genç bir adamdı. Ressam William Pars ise 22 sine yeni basmıştı. Gruptaki en yaşlı kişi olan Nicolas Rewett, birkaç yıl önce Atina’da kazandığı deneyimlerden yararlanıyordu.
Richard Chandler bilimsel yayınlarının yanında 1775 yılında yayınlanan “Travels in Asia Minör” adlı gezi kitabında belirttiği gibi Beşparmak Dağları’ndaki Bizans freskleriyle süslü İsa ve Pantokrator Mağaralarını keşfeden kişidir. Chandler’in İsa Mağarası’nı keşfettiği yıllarda resimlerin orijinalliğini koruduğu bilinmekte, günümüzde ise tamamen tahrip olduğu görülmektedir.
Chandler’in ve ona eşlik eden Rewett’in İsa Mağarası’nın duvarına kurşun kalemle ziyaret yılı olan 1765 tarihini, adlarını ve milliyetlerini gösteren yazıyı mağara duvarında görmek mümkündür.
Arazi koşulları zor olsa da, yarının arkeologları olacak SDÜ Üniversitesi’nin öğrencileri gibi, bazı öğrenci grupları ve tarih tutkunları İsa Mağarası’nı ziyaret eden gruplar içinde yerini almaktadır.
Tarih öncesi dönemde İsa Mağarası Vadisi’nde yaşayan insanlardan kalan buluntular, binlerce yılın izlerini taşımaktadır.
Kalkolitik Dönem’de, Doğu Ege Havzası’nda sık rastlanılan ve üzerinde yılan figürü bulunan kaseciklerin bir parçası, araştırmalar yaparken bulunmuştur. Taşınabilir bir parça olması nedeniyle her an götürülebilir düşüncesiyle Milet Müzesi’ne teslim edilmiştir.
Uzun yıllardır bölgede araştırmalar yürüten ve kendini bu dağlara adayan derneğimiz onursal üyesi Dr. Anneliese PESCHLOW, bölgedeki tarihi zenginliklerin ortaya çıkarılmasında ve dünyaya tanıtılmasında önemli yararları olmaktadır.
Doğal ve Kültür varlıklarımızın korunmasındaki en önemli görev, ülkemiz insanı tarafından kültürel geçmişinin tanınması, doğaya gereken duyarlılığın ve ilginin gösterilmesi, tarihi eserlerin ve doğal zenginliklerin önemlerinin algılanması ve tanıtımlarının en iyi şekilde yapılmasıdır.