Bitkilerin zararlı böceklerden korunması amacıyla kullanılan zirai ilaçlar hem insanlara hem de doğal hayata büyük zarar vermektedir.
Bitkide oluşan bir zararlıyı yok etmek için kullanılan kimyasallar, o zararlıyı öldürdüğü gibi, yararlı birçok canlının da yok olmasına neden olmaktadır.
Özellikle tarımda kullanılan pestisitler nedeniyle, tarlalar başta olmak üzere, nehirlerimiz, göllerimiz ve birçok sulak alanlarımız tarımsal ilaçlarla kirletilmektedir.
Bunun bedelini de öncelikle doğal hayattaki canlılar ödemektedir.
Ülkemizin en önemli tarım merkezlerinden biri olan Söke Ovası’ndaki 400.000 dönümlük arazide, yaygın olarak pamuk ekimi yapılmaktadır.
Zararlılardan kurtulmak ve daha iyi ürün alabilmek için, özellikle pamuk tarımında aşırı bir şekilde kullanılan pestisidler, toprak ve suyu büyük bir hızla kirletmektedir.
Kirlenen ve zehirlenen sular,başta doğal hayattaki en hassas canlılardan olan kuşları olumsuz etkilemektedir.
Söke Ovası’nda tarımda kullanılan ilaçlar nedeniyle, son 30 – 40 yıl içinde yaban hayatındaki birçok kuş neslinin azaldığı görülmüştür.
Zararlı böceklerin doğal düşmanı olan kuşlar azaldıkça, zararlıların sayısı daha da artmakta ve onları yok etmek için daha fazla ilaç kullanılmaktadır.
Sadece kuşların değil, tarımsal ilaçlar nedeniyle sulak alanlarımızdaki birçok canlıların yaşamını yitirdiği görülmektedir. Zehirlenen sularda birçok türler ve zincirin parçaları olan mikroorganizmalar yok olmaktadır. Azap ve Bafa Göllerinde son yıllarda yaşanan olumsuz gelişmeler bunu açıkça göstermektedir.
Göldeki balıkları yiyen ve zehirlenerek ölen birçok kuşun arasında, nesli tehlike altında olanlarda bulunmaktadır. Son yıllarda meydana gelen ekolojik bozulmaların, bölgedeki doğal dengeyi bozduğu görülmektedir.
Söke Ovası’nda yapılan tarımda zirai ilaçlamalar yapıldıktan sonra, bu ilaçlara ait kutular gelişigüzel doğaya atılmaktadır.
Doğaya atılan pestisid kutuları önemli bir çevre kirliliği yaratmakta özellikle sulak alanlarımız açısından büyük tehlike oluşturmaktadır.
Doğal hayata büyük zararı olan ve çevre kirliliği yaratan ilaç kutuları için, Söke Sulama Birliği bir proje başlattı. Bu projeyi yerinde inceledik. Söke Ziraat Odası Başkanlığı’nın da desteklediği projede, ovada bulunan su kanallarındaki dağıtım şebekelerinde ilaç atıkları toplama merkezlerinin oluşturulduğunu gördük. Projenin ilk safhasında su dağıtım merkezlerinde 20 ilaç atık toplama merkezinin, sonraki aşamalarda bu sayının daha da çoğaltılacağı bildirildi. Toplanan ilaç atıklarının geri dönüşüme kazandırılacağı söylendi. Çiftçilere bu konuda bilinç oluşturma ve duyarlılık kazandırmak için eğitim çalışmaları yapılacağı bildirildi.
400.000 dönümlük Söke Ovası’nda, pamuk tarımında ortalama olarak 4 kez ilaçlama yapıldığı söylenmektedir. Bu da bir milyona yakın ilaç kutusunun kullanıldığını göstermektedir.
Doğaya atılan özellikle kanallar vasıtasıyla menderese, göllere ve deltaya ulaşan ilaç kutuları, hem suları zehirlemekte hem de büyük bir çevre kirliliği oluşturmaktadır.
Bu anlamda Söke Sulama Birliği’nin geliştirdiği bu proje çok önemlidir. Önümüzdeki günlerde Söke Ziraat Odası Başkanlığı’nın poster eğitim çalışmaları da projeye güç vereceğine inanıyoruz. Söke Ovası’nı, menderesi, gölleri ve Büyük Menderes Deltası’nı olumsuz olarak etkileyen bu zirai ilaç atıklarından kurtarmak için, Sulama Birliği’nin projesine destek veren Söke Ziraat Odası Başkanlığı ve çiftçilerin projeye sahip çıkacakları, daha yeni başlamış olmasına rağmen merkezlerin ilaç kutularıyla dolu olmasından anlaşılmaktadır.
Çocukların geleceği ve doğal hayatın devamlılığı açısından bu güzel uygulamayı başlatan Söke Sulama Birliği’ne, projeye destek veren Ziraat Odası Başkanlığı’na ve ilaç atıklarını merkezlere getiren duyarlı tüm çiftçilerimize teşekkür ederiz.