Adı Fuat ÖZGÜR. 67 yaşında. Onu tanıyanlar Pala Fuat olarak bilirler. Kuşadası’nda kurulan Salı ve Cuma pazarlarının en renkli simasıdır. Kuşadası’nda binlerce insanın alış veriş yaptığı pazarlarda onu ilginç yerel kıyafetiyle ilk defa görenler “herhalde satışlarını artırmak için böyle giyiniyor, kurnaz bir adam” diye düşünmektedir.
Pazar yerinde küçücük bir tezgahı olan Pala Fuat’ın sattığı ürünler mevsimine göre değişmektedir. Genellikle onun ürünleri diğer pazarcılardan biraz pahalıdır. Birçok kimse onu alıp-satan ticaret yapan bir adam olarak gördüğünden, işin aslını bilmezler.
Pala Fuat Kuşadası’na 15 dk. Uzaklıktaki Gökçealan Köyü’nde doğmuş ve halen o köyde yaşıyor. 1950 yılında başladığı ilkokulda, arkadaşlarıyla şakalaşmalarında öğretmeni tarafından dövülünce, aynı yıl okulu bırakmış. Hayatına bir daha okul hiç girmemiş. Ailesi de onu koyunların başına çoban olarak vermiş. Askerden geldikten sonra Kirazlı Köyü’nde bedelliğe başlamış. O dönemlerde köyle Kuşadası arasında yol olmadığından, develerle patika yoldan yük çekmiş. Parasını vermedikleri için işi bırakarak kendi köyüne geri dönmüş.
Kendi çabalarıyla, dişiyle tırnağıyla çalışarak satın aldığı 2 dönüm toprağı işlemeye başlamış. Kuşadası bölgesinin en verimli arazilerine sahip bu bölgesinde fasulye, biber, patlıcan, bamya, domates, karpuz gibi ürünler yetiştirmeye başlamış.
“Toprak benim her şeyim, toprak olmazsa insanlıkta olmaz. Toprak benim için canlıdır. Onun içinde böcek yaşar, kurt yaşar. Yediğimiz birçok besini topraktan alırız. Toprak ana gibidir. Doğurur her zaman bereket verir. Ama insanlar toprağa zarar veriyorlar, zehirliyorlar onu. Tarım ilaçlarından geçilmez oldu her yer. Bu ilaçlar çok zararlı kurdu kuşu öldürüyor. Bu ilaçlı sebzeleri yiyenler ne oluyor bilmem artık.
Pazarda benim mallara bakanlar biraz pahalı diyorlar. Bunlar ilaçsız, harmanı yok, dermanı çok elinde fermanı yok diyorum, çoğu inanmıyor. Ama beni tanıyanlar biliyor. Yaz-kış uzun kol gömlek ve yelek giyerim. Niye böyle giyiniyorsun sıcakta diyorlar. Artist miyim lan ben, sizin gibi giyinecek diyorum. Ben babamdan böyle gördüm. Giyimimi değiştirdim mi aslımı inkar etmiş olurum. Çocukluğumdan beri böyle giyinmeyi severim.“
Köyümle tarlam arası 1 saattir. Benim tek aracım bu beygirdir. Bu beygirle giderim, bu beygirle çiftimi çubuğumu sürerim. Ama onu da iyi beslerim. Ödüllendiririm onu her zaman. O olmazsa ben biterim.
Gençliğindeki en büyük eğlencesi, köylerine gelen seyyar sinemalarmış Pala Fuat’ın. En çok beğendiği filmler efe filmleri, en beğendiği efe de Çakırcalı Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe’ymiş. Hep onlar gibi olmak istemiş.
Efe elbiselerini giyen Pala Fuat “önemli olan kıyafet değil, ruhunda olmalı efelik insanın” derken, efeliği ruhunda yaşatıyor.
“Bak ne güzel insanlara ilaçsız sebzeler yetiştiriyorsun ama kendini bu sigarayla zehirliyorsun” dediğimizde “ sormayın bu çocukluğumdan beri başımın belası. Okula devam etsem belki içmezdim. Eğitim çok önemli. Biz okul değil hayat eğitimi aldık. İyi yönlerini de aldık böyle kötü yönlerini de. Ama tavsiyem sakın içmeyin”
Pala Fuat, Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinden biri olan Kuşadası’na 15 dk uzaklıktaki bir köyde yaşamaktadır. Hayatı, çağdaş yaşam koşullarından uzak bir şekilde, geleneksel kıyafetleriyle büyük bir emekle 2 dönümlük toprağını işleyip, ürünlerini yetiştirerek, pazarlara götürüp satarak onurlu bir şekilde yaşamanın hazzını duymaktadır.
Birçok yaşıtları emekliliğin sefasını sürerken, o hayal bile edemediği koca dünyanın zenginliklerinden uzak bir şekilde, kendi küçücük dünyasında “önümde toprak, arkamda avradım” var diyerek, en önemli aracım dediği beygiriyle yaşamını sürdürmektedir.
Aslında Pala Fuat hiçbir eğitim almadan, doğaya ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen kimyasalların kullanılmadığı sürdürülebilir bir tarım yöntemi olan geleneksel tarımı yapmaya çalışmaktadır.
Yaşadığımız coğrafyanın kültürel, tarihsel mirasına, eşsiz güzellikteki doğasına korumamız gerektiği gibi, geleneksel yaşam tarzını ve tarımını yaşatmaya çalışan, yerel kıyafeti ve ilginç tipiyle, onurlu ve dürüst olarak yaşamını sürdüren Pala Fuat gibi insanlara da sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu olmalıdır.