Çarşamba Söyleşilerinde bu hafta WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)’den Deniz ve Biyoçeşitlilik Uzmanı Ebru Çelik, gönüllü eğitmenleri Nazan Bekiroğlu, Aylin Dinç ve proje danışmanları Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Sezerel’i konuk ettik. Akdeniz’e özgü bir tür olan Posidonia’ların habitatında 50’den fazla balık türünün yaşadığı, 400’den fazla bitki türünü ve 1000’den fazla canlı türü için bir sığınak ve üreme alanı olduğu, plajların korunmasına yardım ettiği, dalgaların gücünü %20 oranında azalttığı, yüzeyden 40 metre derinliğe kadar temiz sularda kayalar ve kumlu tabanlarda oluştuğu, plaj-kumul dinamiğinde çok önemli rolleri olduğu, trol balıkçılığı, demirleme, kıyı yapılaşması, kirlilik ve iklim değişikliği gibi baskıları olduğu belirtildi.
Akdeniz bölgesindeki deniz çayırı (Posidonia oceanica) örtüsünün %50’sinden fazlasına ev sahipliği yapan ülkelerden Türkiye, Yunanistan, Fransa ve Tunus’ta deniz çayırı Mavi Karbon ekosistemlerinin sağlığını yeniden tesis etmek ve geçimini bu kaynaklardan sağlayan kıyı topluluklarını destekleme hedefindeki projeyi anlattılar.
Bu hedefi başarmak için, ortaklar ve paydaşlarla birlikte; deniz çayırı mavi karbon ekosistemlerinin korunmasını destekleyen ulusal politika ve yönetmeliklerin kabul edilmesi için savunuculuk yapmayı, deniz çayırlarına yönelik koruma önlemleri oluşturmayı, yerel paydaşların gelirlerini çeşitlendirecek çözümler belirleyerek uygulamayı, mavi karbon finans mekanizmalarının tasarlamayı düşündüklerini belirttiler.
Doç. Dr. Hakan Sezerel tarafından, deniz çayırları hakkında farkındalığı artırmak ve koruma çalışmalarının birer parçası olmaları için konuklarla birlikte yaratıcı drama atölyesi ile uygulamalar yapıldı.
Biz de deniz çayırları açısından Kuşadası kıyılarının önemini, yaşayan canlıları ve tehditleri anlattık. Özellikle Güvercinada – Yılancıburnu arasında kalan koyun deniz çayırlarının önemi açısından mutlak koruma altına alınmasını, demirleyen tekneler için eko şamandıra modelinin çoğaltılmasını, çevre kirliliğinin önlenmesini, sit kapsamında olması nedeniyle bugüne kadar doğal yapısının korunduğunu, bundan sonra da alanın doğallığını bozacak hiçbir faaliyete izin verilmemesine dikkat çektik.
Yapılan sunumlardan sonra WWF-Türkiye’den Ebru Çelik ve Doç. Dr. Hakan Sezerel’e, Nazan Bekiroğlu ve Aylin Dinç tarafından EKODOSD’un teşekkür belgeleri takdim edildi.
EKODOSD/KUŞADASI