Bu haftaki etkinliğimizi Bodrum’un ender kalmış doğal alanlarından birinin yer aldığı Bitez’de gerçekleştirdik. Başta kendi kentimiz olan Kuşadası’nda olduğu gibi, turizm kentlerinin değişmeyen yazgısı olan yapılaşmaların kıyısal alanlar üzerindeki etkilerini ve değişimlerini yerinde gözlemleyebiliyoruz.
20 yılı aşkın süredir her yıl geldiğimiz Bodrum yarımadasındaki doğal alanların bir bir tükendiğini üzülerek görmekteyiz.
“Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez Yalısı” türküsünün geçtiği ve o dönemlerden beri doğal dokusu değişmeyen içinde Akvaryum Koyu ve Ada Boğazının olduğu yarımada da bir etkinlik gerçekleştirdik.
Arkasındaki yapılaşmalara inat, Akdeniz Bitki Örtüsü’nün en güzel örneklerinin ve orkidelerin muhteşem güzelliklerinin görüldüğü doğanın turkuaz renkli denizle bütünleşen görüntüsünün yarımadayı küçük bir cennet e çevirdiğini gördük.
Ne yazık ki koruyarak kullanma alışkanlığımız olmadığından, bilinçsiz kişilerin kıyılara ve doğaya attıkları çöpleri toplamak da bazı duyarlı doğaseverlere kalmış.
Doğanın güzelliklerini inceleyerek yürüdüğümüz rotada, ünlü Akvaryum koyunda deniz sezonunu açtık. Bitez’den sonra Bodrum’da ki değişimleri görmek için kentin caddelerini dolaştık. Prof. Turist rehberi Ayda Su Pusar’ın anlatımıyla Bodrum Kalesini ve sualtı arkeoloji müzesini gezdik.
Gezdiğimiz doğal alanları bir dahaki yılda korunmuş bir şekilde tekrar görebilmek umuduyla Bodrum’dan ayrıldık.
EKODOSD/KUŞADASI