Farklı ülkelerden kadınlardan oluşan bir grupla dünya ülkelerindeki mistik ve kutsal alanları dolaşan Amerikalı Vanda Osmon’la çok merak ettiği Latmos’un ana tapınağı olan Karadere mağarasını , Dr. Anneliese Peschlow’la birlikte ziyaret etmiştik. Vanda Osmon “Dünyadaki ilginç tarihi ve kutsal alanları dolaşıyoruz. Gittiğimiz bölgenin doğasıyla bütünleşip, yüksek enerji depoluyor ve oranın ruhunu yaşıyoruz.
Beşparmak (LATMOS) Dağları dünyada gezdiğimiz yerlerin içinde beni en çok etkileyen yerlerin başında gelir. Burada çok farklı bir enerji var. İnsan kendini dinozorlar çağında gibi hissediyor.
En çok etkilendiğim yer Karadere kaya resimleri oldu.
Böyle etkileyici bir coğrafya ve olağanüstü resimler bulunmasına rağmen, doğayı mahveden bir maden ocağının içinden geçerek buraya gelmek çok üzücü. Lütfen bu dağları ve kaya resimlerini koruyun. Madenden çok daha değerli özellikleri var bu coğrafyanın… ” demişti.
2022 yılında vefat eden Vanda Osmon Latmos’u 2014 yılında görmüştü. Geçen 10 yıl süre içinde daha çok maden ocağı açıldı, o güzel coğrafya giderek daha da çölleşmeye ve Vanda Osmon’un söylediği değerli özelliklerini yitirmeye başladı. Söke’ye bağlı Karakaya köyü arazilerinde vahşi kayalıkların içinde yer alan Karadere mağarası, bu dağlarda yıllarını geçiren Dr. Anneliese Peschlow tarafından çok önemli bir kutsal alan olarak belirtilmiştir. Latmos kaya resimlerinin çoğunda “aile sahneleri” betimlenmiş olmasına karşın, Karadere mağarasındaki resimlerin diğerlerinden çok farklı olduğu görülür.
Sığınağın içine girildiğinde kaya yüzeyinin farklı bir şekilde aşınması ve kayada oluşan renklerin büyüsü görenleri çok etkilemektedir.
Karadere Mağarası’nın Latmos’taki doğal kutsal alanlardan biri olduğunu söyleyen Peschlow; Karadere Mağarası’ndaki resimlerde 13 figür bulunduğunu resimlerin içinde tek bir resmin hemen ön plana çıktığını, kayadaki doğal bir nişin içine yerleştirilen kafasının üzerinde en büyük tanrıyı “Hava Tanrısı”nı simgeleyen T biçimli boğa boynuzları bulunduğunu, boynuzlu ya da boynuz maskeli insan figürlerinin, Paleotilik Dönem’den beri bilindiğini ve literatürde boynuzlu tanrılar, büyücüler ya da şamanlar olarak adlandırıldıklarını belirterek, Karadere resmindeki erkek figürlerini “Latmos Dağ Tanrıları” olarak yorumlamıştır.
Karadere mağarasındaki resimler, Latmos dağlarında en iyi çalışan kurum olan Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescilleri yapılmıştır.
Yasal olarak koruma statüsü bulunduğundan, buraya yapılacak bir insan müdahalesi halinde yasalar çerçevesinde çok ağır bedelleri vardır.
Ancak resimlerin bulunduğu alan çok bakir bir bölgede olması nedeniyle olası bir müdahaleyi önleyebilecek hiçbir koruma tedbiri yoktur.
Karadere resminin konu, betimsel bütünlük ve bıraktığı büyülü etki yönünden benzersiz olduğunu söyleyen Peschlow, mimar Albert DISTELRATH’a bir koruma projesi çizdirerek koruma önlemlerinin alınmasını istemişti.
2012 Yılında da EKODOSD olarak Cumhurbaşkanlığına ve Aydın Valiliğine resimlerin korunmasına yönelik bir müracaat yapmıştık.
Aynı yılda, Aydın Valiliği tarafından; Kaya resimlerinin bulunduğu kaya sığınaklarının tahribattan korunması için bir proje üzerinde çalışıldığı, hazırlanacak bu projeye göre mağara ve sığınaklar çevresinde doğal ortamın estetiğini bozmayacak şekilde, uzaktan fark edilmeyecek ancak yakınına gelindiğinde görülebilecek bir ağ sistemiyle koruma sağlanacağı haberleri basına yansımıştı.
Ancak bugüne kadar hiçbir koruma tedbiri alınamadı.
Şu anda Karadere resimleri kontrolsüz bir şekilde ziyaret edilmektedir. Kötü niyetli ve bilinçsiz kişiler tarafından, önceki yıllarda Göktepe kaya resminde olduğu gibi resimler tahribata uğrayabilir.
Karadere resimlerinin konusu, şekli ve üslup açısından eşsiz olup, Aydın’ın kültürel mirasları içerisinde çok önemli yeri vardır.
İlgili kurumların hazırlayacağı koruma projesinin hayata geçirilmesi, resimlerin bulunduğu alana fotokapan kurulması ve girişte gerekli uyarı tabelalarının konulması için Aydın Valiliği’ne müracaat edeceğiz.
EKODOSD/KUŞADASI