Aydın’a bağlı Bozdoğan İlçesi’nin yakınlarında kurulu eski bir yerleşim yeri olan Kazandere Köyü; ilginç mimarisiyle, eski yapıları, kemerli köprüleri ve doğal zenginlikleriyle keşfedilmeyi bekleyen otantik bir köy.
Köyün güneyinden doğup gelen Deliçay, Kazandere’yi ikiye bölerek içinden akıp, Akçay’a karışmaktadır.
Köyün ortasında bulunan ve 1750’li yıllarda yapıldığı söylenen eski Osmanlı köprüsü, araç girişleri için dar olduğundan yanına geniş yeni betonarme bir köprü inşa edilmiş. Yanına inşa edilen betonarme köprü, eski köprünün güney bölümünün estetiğini bozmuş.
Eski köprünün kuzey bölümü ise tüm çekiciliğiyle görülmektedir. Eski köprüyle, yanında yapılan yeni betonarme köprünün arasındaki mimari estetik fark hemen göze çarpmaktadır. Deliçay üzerinde birçoğu tahrip olan ve birkaçı sağlam kalabilen Roma köprüleri bulunmaktadır.
Köprünün üzerinde yer alan kitabede ne yazdığını köyde bilen yok.
Köprünün birçok yerinde işaretler ve semboller bulunmakta, ancak ne olduğu bilinmemektedir.
Eski bir köy evinin altında, ana girişi sonradan yapılmış yöre taşlarıyla örülmüş bir yapı bulunmaktadır.
İçeri girildikten sonra, küçük bir kapıdan farklı bir bölüme geçildiği görülmektedir.
İç bölümde ana kayaya oyulmuş bir oda bulunmaktadır. Antik bir mezar odası olduğu sanılan yapıdan, başka bir evin altında da olduğu bilinmektedir.
Mezar odasının tavanında, kaya oyulurken bırakılmış ne olduğu belli olmayan bir figür görülmektedir.
Kazandere Köyü’ndeki evlerin çoğunda ahşap çıkmalara rastlanmaktadır. Köyün geleneksel yapı tipi olan evlerin günümüze kadar gelebildiği ve son yıllarda yerini yavaş yavaş betona bıraktığı görülmektedir. Ahşap işçiliğinin pahalı olmasından yakınan köy sakinlerinden bazıları, marangozlara tahta çaktırıp bu evlerde yaşamlarını sürdürmektedir. Bakımı pahalı olan otantik evleri gelir seviyesi düşük olduğundan yaptıramayan köylüler, birçoğunun kaderleriyle baş başa kaldığını söylemektedir.
Kimi ahşap taş karışımı, kimi işlemeli duvarlarıyla her evin kendine has özellikleri olduğu görülmektedir.
Köy evlerinin duvarlarında görülen işlemeler ve kabartma motifler, duvarlarda yapılan sıva tamiratlarıyla yavaş yavaş kaybolmaktadır.
Eski evlerin hemen hepsinde bir figür ya da semboller bulunmaktadır.
Terk edilmiş evlerin ahşap kapı pencere sistemlerinde, işlemeli oymalar çürümeye terk edilmiş durumdadır.
Köy evlerinde üzerinde inşa edilen bacalar çok ilginç mimari estetik sergilemektedir.
Köydeki evlerin üzerindeki bacaların mimari farklılıkları, bacaların üzerindeki süslemeler ve cam şişeler eski geleneklerde olduğu gibi bazı anlatımları ifade etmekte ve çevreye mesaj vermek için kullanıldıkları söylenmektedir.
Kazandere Köyü’nün en ilginç evi, kagir bir bina olan ve evin dış cephesine çizilen resim ve kabartmaların olduğu evdir.
Bugüne kadar gezdiğimiz köylerde örneğine rastlamadığımız mimari yapısı ve duvarlarında resimleri olan evin sahibi, şu anda hayatta olmayan zamanının bir sanatkarı olan Mustafa DÜLGER.
Uzun yıllar önce ölen Mustafa DÜLGER, birçok köyde ev yapmış, birçok eşinden de 17 çocuğu olmuş. Evin mimari yapısının diğer evlerden çok farklı olduğu görülmektedir. Mustafa DÜLGER’in evi kendisinin mi yaptığı yoksa daha mı eski bir yapı olduğu bilinmemektedir.
Mustafa DÜLGER doğadan elde ettiği kök boyalarla kendi evini süslemiş, kabartmalar ise muhtemelen eski olduğu sanılmaktadır.
Yetiştirdiği oğullarından birisi, minare yapma konusunda usta olmuş sonra o da yaşamını yitirmiş. Köyde bu sanatı devam ettiren kalmamış.
Yeni yapılan betonarme çeşmenin arkasında, artık yıkılmaya yüz tutan eski çeşmenin üzerinde Mustafa DÜLGER’in sanatının izleri hala görülmektedir.
Geçim kaynaklarını tarım ve hayvancılıktan karşılayan Kazandere’liler, gelen yabancılara karşı sıcakkanlılıklarını ve konukseverliklerini her zaman göstermektedir.
Kazandere köylüleri kendi doğal-kültürel değerlerini tanıtmak ve ekonomik gelirlerini yükseltmek amacıyla, dışarıdan gelecek misafirleri konuk etmek istemektedirler. Kazandere Köyü, etrafını saran doğal güzellikleri, vahşi yaşam ortamları, köylerinin içinde yavaş yavaş yok olmaya yüz tutan tarihi mekanlarıyla görülmeye değer yerlerden biridir.
Köye yapılan ziyaretlerin burada yaşayanlar tarafından ilgiyle karşılanacağı, konukların köye gelme nedeni olan doğal ve tarihi değerlerin köylüler tarafından sahip çıkılacağı ve daha korumacı bir şekilde davranacakları görülmektedir.