Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Azap Gölü yakınlarındaki Yeşilköy’de bir leyleğin yuva yeri değiştirildi.
Yeşilköy’de bulunan duyarlı vatandaşlar tarafından bir leyleğin yuvasına konduğu anda elektrik çarpılmasıyla karşılaştığı ve tekrar havalandığı ihbarı geldi.
Leyleğin yuvayı elektrik telleri üzerine yaptığı, hatta tellerin iki tanesinin yuvanın içinden geçtiği ve yağışın etkisiyle de yuvaya konduğu anda elektrik çarpılmasıyla kanatlarını çırparak tekrar havalandığı görüldü.
Söke ADM Elektrik Dağıtım Şefi Muhammet Hırlak ile görüşülerek, hidrolik bom aracının köye gelmesi sağlandı.
ADM personeliyle birlikte yuvaya çıkarak, öncelikle yuvada yavru olup olmadığına bakıldı. Yuvada yavru yoktu, sadece 3 yumurta tespit edildi. Leylekler konusunda çalışmalar yürüten bilim danışmanı üyemiz Doç. Dr. Ortaç Onmuş ile canlı görüşülerek, yuvanın durumu hakkında bilgi verildi. Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne de yapılacak işlem konusu bilgilendirildi.
20 metre ilerideki başka bir direkte boş olarak duran platforma yuva transferinin yapılması kararlaştırıldı.
Yuvada bulunan 3 yumurta hassas bir şekilde alınarak, sıcak bir havluya konulup örtüldü.
Riskli direkteki yuva tamamen aşağıya alındı. Bozulan yuva tekrar kullanılabilir hale getirilerek, diğer direkteki yapay platformun üzerine yerleştirilip, rüzgardan uçmasını engellemek için tellerle sabitlendi. Yumurtaların konulacağı alana saman ve otlardan oluşan yumuşak malzemeler konuldu. Daha sonra yumurtalar havludan çıkarılarak yumuşak malzemelerin üstüne bırakıldı.
Yapılan tüm işlemleri karşıdan izleyen yuva sahibi leylek havada süzülerek yuvanın etrafında uçmaya başladı.
Bir süre sonra yuvaya konarak, yumurtaları izlemeye aldı. Daha sonra yuvanın bazı yerlerindeki çalıları gagasıyla düzeltmeye başladı. Tekrar uçtu ve bir süre sonra gagasında çalıyla gelerek yuvayı onarmaya başladı. Bir müddet sonra yumurtaları gagasıyla düzelterek, çarpılma riski olmadan güven içinde üzerine yattı. Bu durum hem yuvayı hem de yumurtalarına sahip çıktığını gösterdi.
Yeşilköy’de diğer yuvalarda çıkan yavrular gibi, bu yuvadaki yumurtalardan çıkacak 3 yavruyu biz de merakla bekliyoruz.
EKODOSD bilim danışmanı EGE Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ortaç Onmuş “Eskiden arada sırada yuvada yanan leylek haberlerini duyar hem üzülür hem de şaşırırdım. Bir leylek nasıl olurda yuvada yanar diye düşünmeden edemezdim.
Ancak, yıllar öncesinde İzmir Selçuk’ta halkaladığımız bir leylekten böyle bir durumu kendi gözlerimle görünce olayın ne kadar dramatik olabileceğini daha iyi anladım.
Leylekler 1950-1960 Yıllarda ülke genelinde oldukça yaygın bir ağaç türü olan Karaağaçlar üzerinde genel olarak yuva yapmayı seven türlerdi.
Ancak yine bu yıllarda Ülkemiz ve tüm Avrupa'da yaşayan karaağaçların neredeyse tamamı Amerika'dan geldiği bilinen Karaağaç vebası olarak bilinen bir bulaşıcı mantar hastalığı nedeniyle yok oldular.
Bu yok olan ağaçlar leylekler için ciddi bir sorundu. Üreyecekleri yerleri kalmamaya başlamıştı. Yok olan karaağaçlar öylesine bir sorundu ki, halen ülkemizde sayısız yerleşim yeri ve köyün adı karaağaç olmasına rağmen bu bölgelerde karaağaç bulmak neredeyse çok çok zordur.
Yine aynı yıllarda ülkemizde bölgesel elektrik üretiminden ulusal elektrik sistemine geçiş ve sonrasında çok ciddi miktarda artan elektrik ve telefon direkleri sayesinde direkler üzerine yuva yapmaya başladılar.
Bu direkler geçici bir çözüm sağlasa da aslında kısmen de ciddi başka bir sorundu, çünkü artık leylekler elektrik çarpılmalarına, yuva yangınlarıyla karşı karşıya kalıyorlardı.
Elektriğin gittikçe artarak kullanılması, daha kompleks ve yüksek gerilimde nakil hatları nedeniyle sorunlar da gittikçe büyüdü.
Bu gerekçelerde Ege Üniversitesi olarak yıllardır ülkemizdeki leylekler için yapay üreme platformu yaparak yuvaları tellerden 1.5m daha yukarıya kaldırma çalışmaları yapıyoruz.
Bu çalışmalara Ekodosd ve benzeri bazı STK'lar ciddi destek verirlerken, bazı elektrik dağıtım kurumları da sahip çıktılar. Aslında yapılan bu çalışmalar herkesin yararınaydı.
Yanan her leylek yuvası, ölen her leylek aynı zamanda yanan bir trafo ve elektrik hattı demekti. Bu çalışmalar doğayı insanla birlikte korumak demektir.
Bunu Ekodosd, ADM, GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri, Doğa Koruma ve Milli Park Müdürlükleri yapıyor, Bazı illerde diğer STKlar ve DKMP İl Müdürlükleri yapıyor. Ancak, her yerde ne yazık ki yapılamıyor. Bu başarılı çalışmaları tüm ülkeye yaymalıyız.
Bugün Ekodosd, ADM ve Milli Parklar çok övülesi bir iş yaptılar, onlarla gurur duyuyorum. Burada unutulmaması gereken gizli bir ya da birkaç kahraman var, o da bu sorunu görerek, çözülmesi için uğraşan yerel halk ve doğa gözlemcileri. Hepiniz var olun, sevgiler ve saygılar. “ dedi.