Derneğimiz EKODOSD, 2007 yılından bu yana takip ettiği önemli sulak alanlardan Azap Gölü’nde yaşanan olumsuzluklarla ilgili bazı tespitlerde bulunmuştu. Geçtiğimiz Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı incelemelerinde göl suyunun renginin yeşil renkte olduğunu, sazlıkların kuruduğunu, göl tabanından gaz çıkışının varlığını, balık ölümlerinin yaşandığını ve bu balıkları yiyen kuşlarda da ölümlere rastlandığı görülmüştü. Bu nedenle gölde yaşanan olumsuzluklar konusunda ilgili kurumlara bilgi vererek, araştırmalar yapılması için de, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğüne müracaat etmiştik.
Azap Gölü’yle ilgili limnolojik araştırmaları yürüten SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ’nin başkanlığındaki bilim heyetinin yapmış olduğu çalışmaların sonuçları açıklandı.
Haziran ayından bu yana devam eden çalışmaların sonuçları çıkmaya başladı.
Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ ve heyetinin mahallinde yaptığı incelemeler sonucunda da; elde edilen veriler ışığında, Azap Gölü'nün suyunu parlak yeşil renkli boyayı andıran görünüme sokan, microcystis türlerinin (mavi-yeşil alg-siyanobakteri) çok aşırı oranda artışının sonucudur.
Azap Gölü'nde başta balıklar olmak üzere, su kuşları gibi ekolojik değeri yüksek, zengin bitki ve hayvan çeşitliliğiyle birçok türün yaşamasına olanak tanıyan ekosistem çökmek üzeredir.
Gölde azot-fosfat gibi besi elementlerinin aşırı oranda artışıyla birlikte gölde yeşil ve mavi-yeşil alglerinin çoğalması, göl suyundaki çözünmüş oksijenin azalması (hipoksia) sonucunda gölde su kuşları, balıklar ve dipteki canlıların kitleler halinde ölmelerine neden olmuştur.
Bu durumdaki göllerin sularının içme, kullanma ve tarımsal sulama vb. amaçlarla kesinlikle kullanılmaması, ölü balıkların hiçbir canlıya yedirilmemesi gerekmektedir.” Denildi.
Diğer bilim insanlarıyla da işbirliğine giren Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ, gölün farklı bölgelerinden dip çamuru numunesinin de incelenmesini gerektiğini belirtti. Azap Gölü araştırmalarında Dr.Kesici’ye çalışmalarda katkı sağlamak isteyen bentik (dip) çalışmalarında, konusunun uzmanlarından olan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen -Ed. Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu ile bilim heyeti oluşturuldu. Azap Gölü’ne gelen ekip elemanlarıyla EKODOSD başkanı Bahattin SÜRÜCÜ’ NÜN rehberliğinde gölün 5 ayrı noktasından dip çamuru numuneleri aldı.
Gölün doğu, batı, güney, kuzey ve orta bölümünden alınan dip çamur örnekleri Süleyman Demirel Üniversitesi ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi laboratuarlarında analiz edilecek. Bu analizlerden gölün dip çamurundaki kirlilik, dip biyolojik yapının ve çeşitliliğinin ne durumda olduğunun belirlenmesi amaçlanmaktadır. Dip çamurunun analizleri sonrasında çıkacak sonuçlar, su ve alg incelemelerinin sonuçlarıyla birleştirilerek bir rapor şeklinde ilgili kurumlara verilecektir.
Azap Gölü’ndeki balık avlama ihalesini 8 yıldan bu yana alan Yeşilköy’lü balıkçı Mehmet DALKILIÇ, gölde meydana gelen ekolojik bozulmalar nedeniyle balıkların ölmesi sonucunda gelir elde edemediğini ve ekonomik sıkıntı içine girdiğini bildirmiştir. Bu nedenle mevcut sözleşmesinin feshedilmesi için Aydın İl Özel İdaresi’ne ve Aydın İl Tarım Müdürlüğü’ne başvurmuştur. İhale süresinin dolmasına daha 3 yıl olmasına karşın, sözleşmeyi feshetmek isteyen balıkçının, gölden umudunu kestiği anlaşılmaktadır.
Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ tarafından, Aydın Tarım İl Müdürlüğü’ne müracaatlarına istinaden gölün Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı incelemelerinin sonuçları ve alınması gereken önlemler bir rapor halinde bildirilmiştir. Azap Gölü’yle ilgili limnolojik araştırmalar EKODOSD ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ’nin başkanlığındaki bilim heyetince önümüzdeki gün ve aylarda da sürdürülecektir.
Bölgemizde en iyi kuş gözleminin yapıldığı yerlerden biri olan Azap Gölü; Tepeli Pelikan, Bahri, Akbalıkçıl, Gri Balıkçıl gibi önemli kuşların barındığı ve beslendiği, birçok su kuşunun ve yırtıcının ürediği biyolojik potansiyeli olan uluslar arası öneme sahip olup, bu çerçevede Sulak alanların Korunması Yönetmeliği’nin getirmiş olduğu yükümlülükler içerisinde değerlendirilmeli ve korunmalıdır.
Azap Gölü Kuşadası, Didim ve Bodrum gibi Türkiye’nin önde gelen turizm kentlerine çok yakın olması nedeniyle de, kuş gözlem turizminin en önemli parkurlarından birisini teşkil etmektedir.
Büyük Menderes Havzası boyunca yerleşim alanlarının ve sanayi tesislerinin kimyasal ve evsel atık suları ve tarım alanlarının drenaj suları menderes vasıtasıyla sulak alanlarımıza ulaşmaktadır. Sulak alanlarımızın korunması ve akılcı kullanımı konularında sorumlu kurumlar başta olmak üzere sanayiciler, yerel yönetimler, tarımcılar, balıkçılar, yöre halkı ve sivil toplum örgütleri üzerine düşen görevleri mutlaka yapmalıdır. Yoksa bunun zararını herkes görecektir.