Köyde adını “Öksüz” koymuşlardı. Çünkü Haziran ayının sonunda, Leylek Dostu Avşar Köyü’nde yuvadan atılmıştı. Yavru leylek yuvadan atılınca, hayatını aşağıdaki zakkumlar kurtarmış ama kanadında bir yara oluşmuş.
Derneğimizi arayan Avşar Köyü Muhtarı Kerim UYANIK, “yaralı yavru leylek var” deyince, gidip yavruyu aldık. Hem yarasını tedavi ettik hem de besledik.
Yavru leyleğin yuvasından atılmasını köyden yaşlı bir kadının görmesi, “Öksüz”ün hayatını kurtardı.
Her gün yarım kilo balık yiyen “Öksüz” uzun bir süre yuvasının içinde beslendi.
Daha sonra yeni emeklemeye başlayan çocuklar gibi, ayakta durmaya başladı.
Kendisinden çok korkan tavuklarla arkadaş oldu ve bahçede birlikte dolaşmaya ve beslenmeye başladılar.
Daha sonra uçma denemeleri yapıldı. Çalışmalarda başarılı olduğu gözlenince, doğaya bırakılması kararlaştırıldı.
Doğduğu yere yakın bir sulak alan kıyısına getirildi. Göl üzerinde kısa bir süre uçtu ve yine bizim olduğumuz yere geldi.
Kurbağaların ve su yılanlarının bol olduğu bir bölgeye bırakıldı. Kurbağaların tadına baktı ancak yine bizim olduğumuz alana geldi.
Göçe başlayacak leyleklere yakın bir tarlaya koyduk. Diğer leylekler toplu halde köyün üzerinde uçmaya başladılar. “Öksüz” onlara katılmadı. Leylekler Afrika yolculuğuna çıktılar. “Öksüz” tarlada kaldı. Uzun ve yorucu yolculuğu kaldıracak güçte değildi. Hem emniyeti, hem de beslenme açısından doğal alanda bırakamadık.
Bütün kış barınabileceği güvenli bir yer ve beslenebileceği sulak alanları alan olan Değirmen Çiftliği’ne getirdik. Çiftliğin sahibi Onursal üyelerimizden Gürsel TONBUL’a teslim ettik. Birçok hayvanı çiftliğinde barındıran ve besleyen Gürsel TONBUL; daha önce de kanadı kırık bir leyleği tedavi ederek, çiftliğinde baktığını ve daha sonra uçarak gittiğini söyledi. “Öksüz” ü de seve seve bakabileceğini ve baharda doğal yaşam alanına bırakabileceğini bildirdi.
Köyde doğduğu yuvadan atılan ve daha sonra 2 ay Kuşadası’nda bakılan “Öksüz”, Değirmen Çiftliği’ndeki yeni mekanına ve yeni dostlarına alışmaya çalışıyor. Bir kış zorunlu misafirlikten sonra, baharda gelecek türlerinin arasına karışmayı hayal ediyor.
Leylekler çatılara özellikle de bacaların tepesine yuva yaparlar. Leylek çiftleri çalı çırpı ve topraktan yaptıkları tepsi biçimindeki yuvalarını otla döşerler. Genellikle 3-4 yaşında üremeye başlarlar ve üreme dönemi boyunca tek eşlidirler. Her yıl bir kez kuluçkaya yatıp 3-5 tane yumurta yaparlar. Leylek yavruları, yumurtadan çıkışlarından itibaren ebeveyn bakımına ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler soğuk havalarda yavruların üzerine yatarak, sıcak havalarda da gölge yaparak yavrunun vücut sıcaklığını korumaya çalışır. Erkek ve dişi yavrularını sindirdikleri besinleri kusarak beslerler. Leylekler uzak yerlere göç eden kuşların en iyi bilinenidir. Avrupa'da ve Türkiye'de üreyen leylekler kışı Afrika'da geçirirler. Göç sırasında sıcak hava akımlarından yararlanır.
2010 yılında Kuşadası EKODOSD Derneği tarafından Söke Ovası’nda ve Büyük Menderes Deltası’ndaki köylerde 177 büyük, 239 adet yavru leylek sayımı yapılmıştır.
Ekolojik dengenin çok önemli parçalarından biri olan leyleklerle ilgili çalışmalarımız leylek köylerinde sürdürülmektedir. Leyleklerin geleceklerini tehdit eden en önemli unsur, beslenmeleri için çok önemli olan sulak alanların yok edilmesidir. Bu yıl elektrik tellerinin üzerine yapılan yapay leylek platformları birçok ölüm vakasını engelledi. Aydem’le olan işbirliğimiz devam edecek. Leylekler için en büyük tehditlerden birisi de, tarım arazilerine atılan naylon gübre çuvalları ve saman ipleridir. Leylekler bu malzemeleri yuva yapımında kullandıklarından, genellikle yavruların boğazlarına ve ayaklarına takılmakta, birçok leylek sakatlanmakta ya da sonları ölümle sonuçlanmaktadır. Tarımla uğraşanların bu konuya duyarlı olmaları için çalışmalarımızı kış aylarında sürdüreceğiz.