Söke’den duyarlı vatandaşların yaptığı ihbar üzerine kırsal bir alanda azat edilmiş bir eşeğin durumunun çok kötü olduğu ve yanındaki diğer eşeğin bir araç tarafından çarpılarak öldüğünü öğrendik.Yaşamı boyunca insanlığa büyük hizmet etmiş olan eşek, güçten düşünce sahibi tarafından azat edilerek, doğaya bırakılmış. Bakım olmadığından yol kenarındaki otları yemeye çalışan aç ve susuz olan eşeğin, araçlar tarafından diğeri gibi çarpılmasın diye duyarlı vatandaşlar tarafından ağaca bağlanmış.
Eşeklere hiçbir kurum sahip çıkmıyor. Yasal çerçeve içinde eşeklerle ilgili bir ödeneğin olmadığı, bu hayvanların rehabilite edileceği ve barınabileceği bir tesis de bulunmadığından eşekler başıboş bir şekilde, doğada ve yollarda karınlarını doyurmaya çalışıyor.Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı da eşekler ancak bir şahsın arazisine girerse müdahale edebileceklerini söylüyorlar. Araziye girdiklerinde kır bekçileri tarafından alınarak, hemen her köyde bulunan tokat denilen bir nevi bu tür hayvanların hapsedildiği etrafı çevrili bir alana konuluyor. Sahiplerinin gelerek, eşeklerin kaldıkları gün kadar bedelini ödeyip alması gerekiyor. Zaten eşek azat edilmiş, kimse de hayvanı almaya gelmiyor. Muhtarlığında eşeklere bakmak için ödeneği yok. Eşeklerin durumu sıkıntılı yani…
Halbuki insanlara en yararlı hayvanlardan biridir eşekler. Köylülerin dizlerinde derman bırakmayan yüksek dağlardan, yüzlerce kilo ağırlığındaki zeytin çuvallarını onlar indirir. Kışlık yakacak odunlardan tutun, her türlü eşyayı üzerine yüklerler, hatta o kadar eşyanın üzerine de bazen sahipleri biner yine de “bana mısın” demezler. Ağızları vardır ama dilleri yoktur eşeklerin. Gittikleri yolu unutmayacak kadar akıllı olan eşekler, yıllarca deve kervanlarının önünde klavuzluk yapmışlardır.
Eşeklerine sahip çıkan, onların aileden biri gibi gören, bakımlarını ihmal etmeyen, beslenmelerine titiz davranan köylüler olsa da, ne yazık ki azat edenler de çok. Bugün Bafa Gölü’nün kıyılarında, Latmos Dağları’nda doğada başıboş gezen birçok eşek bulunmaktadır. Bu aslında önemli bir sorundur. Bu sorunu çözecek bir kuruma yetki verilmelidir.Azat edilen, bir deri bir kemik kalan ve bakıma muhtaç olan bugünkü eşek için, çiftçi yönetim kurulu üyemiz Abdullah KAVAK’tan yiyecek yardımı alarak hayvanı besledik. Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne hayvanın gerekli tedavisinin yapılması için başvurduk. Aydın’dan özel bir araçla gönderildi. Büyükşehir görevlileri eşeği teslim aldılar ve bakımını yapmak üzere götürdüler. Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne duyarlılıkları için teşekkür ederiz.Bu konunun yasal bir çerçeve içinde mutlaka çözümlenmesi gerekmektedir. İnsanlığa güçten düşünceye kadar hizmet eden eşeklerin sonu bu olmamalı, mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.
Entelköy Efeköy’e karşı filminin yönetmeni Yüksel AKSU’yla Latmos Dağları’nda gezerken, Tokat’a hapsedilmiş eşekleri gördüğünde “ Menderes Havzası Dünyanın en önemli beşiklerinden biridir. Batı Anadolu ve Ege, dünya uygarlığının temelidir, dünya felsefecileri, matematikçileri, edebiyatçıları bu coğrafyadan çıkmıştır. Bu coğrafyanın kültürüne, tarihsel mirasına, eşsiz güzellikteki doğasına sahip çıkmak, aydın, yönetici, halk herkesin sorumluluğudur. Eşeklerde bu güzelliklerin içinde yer alan önemli canlılardır. Onlara da sahip çıkmamız gerekir.” Diyerek, filmin senaryosunu değiştirip, eşekleri de filminde oynatmıştır.
Daha sonra da, filozof, bilge ve aktivist “Anadolu Eşeği”; eşek soyunun haklarını savunmak için 3 metrelik bir eşek maketiyle filmin oyuncuları ve köylülerle birlikte Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda bir basın açıklaması yaparak, TBMM’nde eşeklerin hakkını aramak için bir dilekçe vermiştik. Mecliste güzel sözler söylense de, bugüne kadar eşeklerle ilgili olumlu hiç bir gelişme olmamıştır.
Cnntürk televizyonunda Yeşil Doğa programını sunan Güven İslamoğlu da, Latmos Dağları’ndaki eşeklerin hikayesini ekrana taşımıştı.
Yaşamları boyunca hak ettikleri değeri göremeyen, yıllarca susan, susayan ve yorulan ve toplum arasında “eşeklik bende kalsın”, “eşek şakası”, “eşek traşı”, “eşek sıpası”, “eşek sudan gelinceye kadar”, “eşekoğlu eşek” gibi birçok horlayıcı deyimlere konu olan eşeklerin insanlarla ilişkisi, Mısırlılara kadar gitmektedir. Bizde de Nasrettin Hoca hikayelerinde, ünlü yazar Aziz Nesin’in “Sizin memlekette eşek yok mu? ” gibi romanlarında geçmekte ve kırsaldaki tüm insanların yaşamlarında eşeklerin önemli yeri bulunmaktadır.
Bizim önerimiz; İnsanlığa önemli hizmetler yapan bu değerli hayvanları bir kurum üstlenmelidir. Sahipsiz eşekler için bir barınma ve rehabilitasyon merkezi kurulmalıdır. Bu merkezlerde eşeklerin veterinerler tarafından bakımı yapılmalı ve beslenmeleri sağlanmalıdır.
Aynı zamanda barınakta, gelen ziyaretçiler tarafından eşeklerin antik dönemden günümüze ulaşan hikayelerinin yer aldığı, küçük eşek maketleri ve eşeklerle ilgili hediyelik eşyaların satılabileceği bir ziyaretçi tanıtım merkezi oluşturulabilir. Bunun aynı zamanda merkezin masraflarına katkısı olur.
Vatandaşlarda çocuklarıyla birlikte buraya gelerek, eşeklerle ilgili bilgi alabilecekleri ve fotoğraflarını çekebileceği bu merkezden yararlanabilir.
Adı bile yıllarca insanlar tarafından hakaret olarak kullanılan eşekler, tokat adı verilen hapishane gibi dar alanlarda aç-susuz değil, insanca davranışlarla yaşanabilir bir ortamda sağlıklı bir şekilde ömürlerini tamamlayabilirler.