Avustralya’nın Sydney kentinde yaşayan Celine KAYNARCA 7 yıl önce ilk kez geldiği Türkiye’de, Kuşadası ve çevresini gezerken Milet antik kentine gitmiştik. Milet’in antik dönemdeki coğrafik yapısı ve günümüzdeki değişiminden, mitolojik hikayelerinden oldukça etkilenmişti.Milet tiyatrosunun arkasında gördüğü ilginç şekilli kayalarla dolu dağ çok ilgisini çekmişti.Celine’nin ilgisini çeken antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları’na da gitmiştik.
Sydney Üniversitesi gazetecilik okulunu bitiren Celine, çocukluğundan beri hiking yaptığından, Latmos’un zorlu ve engebeli kayalıklarını kolaylıkla çıkmıştı.Özellikle Bafa Gölü’yle, Latmos’un birbirine uyumlu doğal peyzajına bayılmış, 8000 yıl öncesine giden tarihin izlerini, geçmiş uygarlıklardan kalan eserleri ve günümüzde geleneksel bir şekilde devam eden yöre insanlarının yaşamına hayran kalmıştı.
Dağın bakir kayalıkları arasında korkusuzca ineklerini otlatan köylü kadına hayranlık duymuştu. “Geldiğim Kuşadası’yla buradaki kırsalda çok farklı yaşam biçimleri oluşmuş. Bunların hepsi ayrı bir kültür, tanımak ve yerinde görmek gerçekten çok etkileyici.” Demişti.En çok yapmak istediği, doğa, tarih, manzara, geleneksel yaşam gezilerinden birini yapmanın mutluluğunu yaşamıştı.Yaşadığı ülkenin çok büyük bir kıta olduğunu, etrafında olağanüstü doğal güzellikler bulunduğunu ancak tarih yönüyle fakir kaldığını belirtmişti.
Latmos’ta karşısına her yerde tarih çıktığını ve buradaki kayaların insanı büyülediğini ve oldukça heyecanlandığını söylemişti.“Benim yaşadığım ülkede Uluru Ayersrock Aborigine Kutsal Alanı var. Bu alan Avustralya yerlileri olan Aborigineler tarafından yönetiliyor ve koruma altında.Burada çok önemli ekoturizm faaliyetleri yapılıyor. Çalışanlar ve rehberlerin hepsi Aborigine kökenli insanlar. Aslında çok fazla bir şey de yok. Küçük bir bölgede kayalar var ve güneşin yer değişimine göre kayalarda renk değişimi oluyor. Binlerce insan bunları görmeye geliyor. Özelikle bölge insanı ekoturizmden çok iyi kazanç elde ediyor. Bu nedenle burayı çok iyi koruyorlar.
Halbuki Latmos oraya göre daha zengin ve daha enteresan özelliklere sahip. Latmos’taki kayalar benim başımı döndürdü. Buradaki kayaların şekillerini her şeye benzetebilir insan. Kayalar sanki gökten yağmış gibi duruyor. Burası ekoturizm yapılacak en güzel alanlardan birisi bence. Ki ben sadece bir bölümünü görebildim. Bir daha ki gelişimde mutlaka diğer alanları da görmek isterim.
Benim yaşadığım ülkede doğaya büyük önem veriyorlar. Özel kanunlarla bu gibi yerler korunuyor. Bir yanlışlık yapılsa bile, duyarlı tüm insanlar ve özellikle basın hemen bunun üzerine gidip, yapılacak hatayı hemen önlüyorlar. Çünkü tahrip edilen doğayı geri getirmek mümkün değildir.
Bilmiyorum bir daha ne zaman gelirim ama Latmos’un tanıtımını elimden geldiğince yapacağım. Umarım bu güzellikler değişmez.” Demişti.
Celine’nin geldiği 7 yıldan bu yana, hayran kaldığı Bafa’nın doğal peyzajında maden ocakları nedeniyle bozulmalar başladı, çok etkileyici bir yere kurulmuş dediği manastırın önce bir duvarı yıkıldı ve sonra da önünde poz verdiği kule çöktü.Celine bir daha ki gelişine kadar bir şeyler olur mu bilinmez ama daha fazla tahribat yaşanmadan bir şeyler yapmalı…
Yurt dışından bu bölgeye gelen tüm insanların hayran kaldığı, etkilendiği, heyecan duyduğu ve mutlu olduğu güzellikleri korumak ve ekoturizme kazandırmak için, daha fazla tahribat yaşanmadan kurumlar, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve bölge insanları işbirliği yapmalıdır.