Büyük Menderes Nehri’ni besleyen en önemli ana kollardan biri olan Akçay üzerine 1958 yılında sulama, taşkın kontrolü ve enerji üretimi amacıyla yapılan Kemer Barajı’nın olağanüstü güzellikleri son yıllarda keşfedildi.Ünlü fotoğraf sanatçısı Ara GÜLER’in çalışmış olduğu gazeteye fotoğraf çekmek için gittiği, dönüş yolunu kaybederek tesadüfen Geyre köyüne ulaştığı ve bu sayede Aydın’ın UNESCO’ya kabul edilen antik kenti Afrodisias’ın bulunduğunu bilmeyen yoktur. İşte bu hikayenin oluşmasına neden olan yer Kemer Barajı’dır.
Barajı besleyen Akçay’ın menbasına doğru gidildiğinde bir doğa harikasıyla karşılaşılır. Aydın, Muğla ve Denizli il sınırlarının kesiştiği bu noktada yer alan doğa harikası Arapapıştı Kanyonu’dur. Akçay’ın üzerine inşa edilen Kemer Barajı’ndan sonra olağanüstü manzarasıyla nefes kesen kanyon, o tarihten bu yana baraj göleti durumunu devam ettirmektedir. Baraj açılmadan önce bölgeye gelerek fotoğraflarını çeken duayen fotoğraf sanatçısı Ara GÜLER, o dönemin kanyon fotoğraflarını çekmiş midir bilinmez ama o dönemde daha da güzel olduğu şüphesizdir.
Bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini keşfeden Aydın Büyükşehir Belediyesi, alandaki güzellikleri gösterebilmek için ekoturizm kriterleri çerçevesinde bir proje başlatmıştı. Proje kapsamında kaptanları yöre insanlarından seçilen 2 tekne alınmıştı. Ziyaretçilerin güvenlik önlemleri alınarak, çevresel konulara duyarlı bir şekilde, ziyaretçilerinde kurallara uyduğu turlar, kanyon içinde devam etmektedir. Kanyon içinde yüzlerce metre suya dik inen yarların içinden giden teknelerden, doğal kaya oluşumları, mağaralar, antik dönemden kalan kaya mezarları, yırtıcı ve su kuşları ziyaretçiler tarafından izlenmektedir. Tur bittikten sonra ziyaretçiler Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen stantlarda, bölge köylerinden gelen yöre insanlarının ürettiği ürünlerden satın alarak katkıda bulunmaktadır.
Kanyonun bir de üstten görülen muhteşem manzarası olan doğal bir seyir terası vardır. Uzunca bir süre gelmediğimiz seyir terasına gittiğimizde çok şaşırdık.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ekoturizm projesinden sonra, Denizli’ye bağlı Kale Belediyesi “Doğanın Güney Ege’ye Mirası İnceğiz Kanyonu” adıyla alternatif bir turizm projesi başlatmış. İsim olarak çok hoş görünse de, bu tür Alternatif turizm ve ekoturizm projelerinde çok dikkat edilmesi gereken ve kriterlere hiçte uygun olmayan betonarme yapılar inşa edilmiş. Yapıların inşa edildiği alan,
Aşık Dertli’nin;
Venedik’ten gelir teli
Ardıç ağacından kolu
Be Allah’ın sersem kulu
Şeytan bunun neresinde
Şiirindeki, Ardıç ağaçlarının son kalan bölgelerinden bir tanesidir. Bilindiği gibi, yere dökülen tohumlar Ardıç kuşları tarafından yenerek, sindirim sisteminde kabukların açılması sağlanıp, kuşun dışkısıyla birlikte toprağa karışarak tohumlar çimlenir ve kutsal sayılan Ardıç ağacı meydana gelir. Bir Ardıç ağacı bile çok önemlidir. Bu yapılardan sonra alanda ne kadar Ardıç ağacı gitti bilinmemektedir. Alanda sadece Ardıç ağaçları değil, nadir bitki türlerinin çok güzel örnekleri de vardı. Ne yazık ki böylesine değerli bir alana tonlarca beton dökerek 5 – 10 kişinin oturabileceği teraslar, bungalovlar inşa edilmiş. Halbuki dünyada çevreye zarar vermeden, doğaya uyumlu, bitki ve ağaçları tahrip etmeden yapılabilen o kadar güzel örnekler var ki…
Böylesine güzel doğa harikası olan bir yere, doğayı bozmadan gelen ziyaretçilerin kanyonu ve göleti görebilecekleri basit bir seyir terası ve küçük bir cafe yetmez miydi?
Burada kalınacak bungalovlar yerine, yakındaki İnceğiz’de yöre insanlarının ekonomisine katkı yapacak köy pansiyonculuğu, yöre yemeklerinin yenebileceği yerler geliştirilse köylü kazansa daha iyi olmaz mıydı?
Ekoturizmin kriterlerinden biri bu değil midir?
Kale Belediyesi “Doğanın Güney Ege’ye Mirası İnceğiz Kanyonu” gibi güzel bir slogan bulmuş. Fakat bu mirasın hepimize ait olduğu bilinmeli, korunmalı ve geleceğe taşınmalıdır.
Ancak Arapapıştı’ya böyle de yapılmaz ki…