Aydın Adnan Menderes Üniversitesi öğrenci topluluklarından, Doğa ve Yaşam Topluluğu, Bafa Gölü ve çevresinde bir etkinlik düzenledi.Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olan Doğa ve Yaşam Topluluğu’nun amaçları; Geçmişten günümüze süregelen ve hala devam etmekte olan doğal çevrenin, yaşamakta olan bütün canlılar için ne kadar önemli olduğunu vurgulamanın yanı sıra gelecek nesillere sağlıklı ve temiz bir yaşam alanı bırakma anlayışını tüm bireylere aşılamak, küreselleşen dünyada doğaya zarar veren yanlış ve bilinçsiz tutumlara karşı çözüm yolları oluşturmak ve insanlığa daha sağlıklı, kaliteli yaşamı ve doğal dengeyi hem koruyarak hem de geliştirerek sunmaktır.
EKODOSD olarak biz de önemli çalışma alanlarımızın içinde bulunan Bafa Gölü ve çevresinin doğal ve kültürel kaynak değerleri, sosyal olayları, zengin biyolojik çeşitliliğiyle ilgili katkı yaptık.Yapılan etkinliğe Aydın Vali Yardımcısı Dr. Ömer Faruk GÜNAY, ADÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim GENÇSOYLU, Doğa ve Yaşam Topluluğu danışmanı Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tendü Hilal GÖKTUĞ, Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümünden Doğa ve Yaşam Topluluğu başkanı Hüseyin ÇETİN, ADÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, İktisat Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Hemşirelik, Sağlık Hizmetleri, Ziraat MYO ve Mühendislik Fakültesi öğrencileri katıldı.
Kötü hava koşullarına rağmen yapılan etkinlikte; Bafa Gölü’nün batısında bulunan Sakızburnu Dalyanı ziyaret edildi. Aydın Vali Yardımcısı Dr. Ömer Faruk GÜNAY; Yağışlı ve olumsuz hava koşullarına rağmen, üniversiteli gençlerin duyarlılık göstererek etkinliğe katılmasından çok mutlu olduğunu söyledi. Gençlerin okumuş oldukları kentin çevresindeki değerleri öğrenmeleri, gezmeleri, bu zenginlikleri tanımaları ve korunarak geleceğe taşınmasına katkı yapmaları açısından önemli olduğunu belirtti.
EKODOSD tarafından; Bafa Gölü’nün antik dönemden günümüze kadar gelen süreci anlatılarak, doğal ve kültürel kaynak değerleri, adaları, kuşları, yılan balıkları ve sırtını dayadığı Latmos Dağlarıyla bütünleşen olağanüstü peyzaj değerleriyle Türkiye’nin en önemli göllerinin başında geldiği söylendi. Söke’li bir aile tarafından yıllarca işletilen, daha sonra suürünleri kooperatifleri tarafından kullanılan, günümüzde atıl bir şekilde yavaş yavaş harabeye dönen çiftlikte incelemeler yapıldı. Geçmişten günümüze hikayesi, sosyal olayları anlatıldı. Tamamen yıkılmadan, burada bir restorasyon yapılarak, Bafa Gölü ekolojisinin araştırmaları için üniversiteye bağlı ilgili bölümlere tahsis edilmesi, aynı zamanda antik dönemden günümüze Bafa Gölü’nün tanıtılacağı bir doğa ve tarih müzesi şekline dönüşmesi için öneri yapıldı.
Gölün Serçin bölümünde kuş gözlemi yapıldı. Buradaki kanalların işleyiş durumu gösterildi. Serçin Ekoturizm Merkezi ziyaret edilerek, yapılan çalışmalarla ilgili merkez sorumlusu Akın KARAKAYA’dan bilgi alındı. Havuzdaki yılan balıkları öğrencilere gösterilerek, Serçin halkı için önemine vurgu yapıldı.
Bafa Gölü’nün doğu yakasındaki, antik Herakleia kentiyle bütünleşen Kapıkırı köyü ziyaret edildi. Göl Kalesi, nekropol alanları gezilerek, Ay Tanrıçası Selene ile Çoban Endymion’un aşk hikayesi anlatıldı.
Gölün yakınında bulunan Gölyaka köyünde kahvede kumanyalar yenildi. Beşparmak Dağları’nın yerel halk ozanı Sazcı Mehmet AKGÜN sürpriz yaparak sazıyla sözüyle üniversiteli gençlerin arasına karışıp, yanık türkülerini gençlerle birlikte seslendirdi.
ADÜ Doğa ve Yaşam Topluluğu’yla, önümüzdeki aylarda Latmos’un kuzeyinde bir etkinlik yapılması kararlaştırıldı.
tn_2.jpg