Milas’a bağlı Pınarcık köylülerinin bir zamanlar yazlık olarak kullandıkları Bafa Gölü’nün kıyısındaki Çayır Mahallesi’nden bir ihbar aldık.Bafa Gölü’nde yaban hayatının en zengin alanlarından biri olan bölgede ineklerini otlatan Orhan BULUT, düşünürken aklına incirlikte içinde su olmayan derin su kuyusu gelmiş. Kuyunun yanına gidip içine hayvan düşmüş olabilir mi diye baktığında şaşırıp kalmış. İkisi erişkin, biri daha küçük 3 domuzun kuyunun içinde olduğunu görünce, komşu bahçenin sahibi Kazım ALPASLAN’a haber vermiş. Doğayla iç içe yaşayan ve hayvanları çok seven ALPASLAN, EKODOSD’u arayarak yardım istedi.
Domuzların düştüğü yere geldiğimizde bir inceleme yaptık. Domuzlar dallardaki incirlere erişmek için zıpladıklarında kayarak kuyuya düşmüşler. Eğer çoban Orhan kuyuya gelip bakmasa, kesinlikle hayvanlar açlıktan ve susuzluktan ölürlerdi. Hayvanları sakinleştirmek için bir iple su dolu kovayı aşağıya indirdik. Kaç gündür orada kaldıklarını bilmediğimizden, aç olabilir düşüncesiyle ekmek attık. Ancak ekmeğe alışık olmadığından yemediler.
Ağaçtan topladığımız incirleri verdiğimizde bir çırpıda bitirdiler. Domuzları yaklaşık 8 metrelik çukurdan nasıl çıkarabileceğimizin planını yaptık. 2 metreye kadar tırmanabilen domuzların daha yükseğe çıkabilmesi için, toprağı kazarak doğal merdivenler oluşturduk. Rahat sıçrayabilecekleri bir ortam yaratmak için, tabana taşlar dizdik. Bir yandan da saldırmamaları için önlem aldık. Yaptığımız işlem çok işe yaradı. 2 erişkin domuzdan biri rahat bir şekilde çıktı. Diğeri yarıda kaldı, onu da kuyu içinde kalan Orhan Taçbaş, arkadan iterek rahat çıkmasını sağladı. Ancak en küçük domuz çıkmayı beceremedi ve biraz saldırganlaştı.
Sakinleştirmek ve bizleri görmemesi için başını bir bezle sardık. İple bağladık. İki kişi aşağıdan iterek, bir kişi de yukarıdan ipi çekerek güçte olsa yukarı çıkarmayı başardık. İpi çözerek, son domuzunda doğal yaşam alanına gitmeseni sağladık. Yaklaşık 2,5 saat süren zorlu operasyon sonucunda, domuzlar da mutlu oldu, kurtarma ekibi de.
Bütün çocuklukları Çayır’da geçen bu insanlar, kuşuyla, yaban hayvanlarıyla yıllarca birlikte yaşamışlar. Zaman zaman kendi ürünlerine zarar veren bu canlılar hazır yakalanmışken, onları öldürmek yerine, yaşatmak için büyük gayret göstermeleri örnek insani bir davranıştır.
“Bu hayvanlarda doğanın bir parçası, onlarda karınlarını doyurmak istiyor. Biz kendi ürünlerimizi korumak için önlemlerimizi ona göre alacağız. Bugün üç canın kurtulmasından dolayı çok sevinçliyiz.” diyen, Kazım ALPASLAN, Orhan BULUT ve Kerim TAÇBAŞ’a gösterdikleri çaba için teşekkür ederiz.