Bu haftaki etkinliğimizi yakın komşularımızdan Urla’da gerçekleştirdik.Sabah kahvaltılarımızı Yavaş Şehir Seferihisar’ın turistik mekanı Sığacık’ta yaptık. Kahvaltı sonrası Sığacık Kaleiçi’nde kısa bir gezintiden sonra, yürüyüş rotamızın bulunduğu Demircili bölgesine gittik.Urla’nın güney sahillerinde bakir bir coğrafya içinde bulunan harika bir parkurda yürüdük. Akdeniz Bitki Örtüsü’nün en güzel örneklerini izleyerek, makilikler içinde doğal bir botanik parkurunda yürümenin keyfini yaşadık.
Başta Çıplak Adam orkideleri olmak üzere, onlarca orkide türünü, deniz şebboylarının güzelliklerini, yoğun yağmurlar sonrası canlanan yeşilin tonlarını ve kayalıkların içindeki bakir koyları izledik. Berrak denizin kıyısında muhteşem panoramayı izleyerek yürüdük.
Harika güzellikleri bozan tek şeyin yine insan kaynaklı çevre kirliliği olduğunu gördük. Doğaya atılan çöpler ve bu çöpleri toplamak yerine yakan bilinçsiz insanların, tertemiz çakıl taşlarını siyaha dönüştürdüklerini, binlerce yıllık insanlık miraslarının yavaş yavaş kaybolmaya başlayan izlerini, üzerinde yakılan ateşlerin kalıntılarını üzülerek izledik.
Yürüyüşümüz bittikten sonra, Urla’nın meşhur Sanat Sokağı’na giderek, restore edilen eski evlerin arasında, gerçekten sanatla uğraşan insanların ürettikleri ürünleri izleyip, sokağın konseptine uygun dükkanları dolaştık. Urla’nın geleneksel yemeklerini yapan lokantalarda yemeklerimizi yiyerek, Malgaca Çarşısı’nı dolaştık.
Limantepe kazı alanında rehberimiz Yeşim Cinbaş tarafından, Urla’nın tarihi, yapılan kazı çalışmaları ve Karantina Adası’yla ilgili bir anlatım yapıldı. İskele’de çaylarımızı içtikten sonra, Urla pazarını dolaşarak, enginarlarımızı alıp Kuşadası’na geri döndük.