Çarşamba Söyleşilerinin bu haftaki konuğu, belgeci anlatım tarzının grafiğe dönüşmesinin en güzel örneklerini sunan fotoğrafçılardan mimar Nusret Nurdan EREN oldu.
Atatürk vefat ettiğinde 7 yaşında olan EREN, 1931 yılında İstanbul’da doğdu. 1959’da İTÜ Mimarlık Bölümünü bitirerek, 1969 yılında başladığı fotoğrafçılığa 1980’de doğa fotoğrafçılığıyla devam etti.
Yaşamı boyunca Anadolu’yu karış karış gezerek belgeleyen EREN, birçok ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül kazandı. Çiçekler, Sazlar ve mantarlar konusunda da özgün çalışmaları bulunan EREN, Ardıç Ağaçlarıyla ilgili bir kitabı bulunmaktadır. Kurtuluş Savaşı’nın ve devrimlerinin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara Anıttepe’de bulan anıt mezarı 1981 yılında çok özel fotoğraflardan oluşan çekimlerini gerçekleştirdi.
Yaptığı sunumda, Türkiye’nin doğudan, batıya, güneyden, kuzeye kadar olan bölgelerde son baharda çektiği harika renklerle bezenmiş orman ve ağaç fotoğraflarını konuklarla paylaştı.
Ürgüp ve çevresinin olağanüstü güzellikteki jeolojik oluşumlarını kendi bakış açısıyla fotoğrafladığı görüntüleri konukların beğenisine sundu.
Yıllar önce Anadolu’da fotoğrafladığı güzelliklerin, bugün yerinde olmadığını, bazı doğal alanların yerinde fabrikalar oluştuğunu, incir bahçelerinin tarla haline geldiğini üzülerek ifade eden EREN, memleketimizin doğal ve kültürel zenginliklerine sahip çıkılamazsa, yeni yetişen gençlerin bu güzellikleri eski çekilmiş fotoğraflardan görebileceklerini söyleyerek, henüz bozulmamış alanlara dikkat çekti.
Daha önce gittiği Latmos Dağları’nda ki maden ocaklarının bu eşsiz coğrafya da açtığı tahribatları üzülerek anlatan EREN “ Karakaya’dan Çavdar’a giderken doğanın nasıl bozulduğunu, buradaki köylerin ne kadar zor durumda olduğunu gördüm. Amerika’da Grand Kanyon’a geldiğinizde, aracınızı 3 km. geride bırakıp, yürüyorsunuz. Aslında doğrusu da bu tabi. Herkes her yere gidecek diye bir şey yok. Yaya gidebilenler gider. Bir yeri koruyacaksanız kurallara uymak zorundasınız. Çünkü bu tür doğal zenginlikler her yerde olmuyor.
Bu ayaklarla Latmos’un engebeli arazilerine çıkamam artık. Ancak arabayla gidebildiğimiz yere kadar gidelim, ben arabadan da çekerim.” Dedi.
91 yılın yorgunluğu dizlerine vursa da elinde bastonu ve içinde bitmeyen enerjisiyle hala yeni araştırmalar peşinde koşan Nusret Nurdan EREN, genç nesillere örnek olmaya devam etmektedir.
Yapılan sunumdan sonra konukların sorularını yanıtlayan Nusret Nurdan EREN’e, Deniz Memelileri Araştırma Derneği Veterineri Yağmur Atakan tarafından, EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
EKODOSD/KUŞADASI