Başta Dilek Yarımadası Milli Parkı olmak üzere biyolojikçeşitlilik açısından zengin kaynaklara sahip Kuşadası ve çevresinde her an bir endemik bitki ve anıtsal nitelik taşıyan ağaçla karşılaşmak mümkün olmaktadır.EKODOSD üyeleri olan ve biri mimarlığı bitiren diğeri Ziraat Mühendisliğinde okuyan Burçak ve Ekin Çıkıkçı kardeşler, zeytinliklerinde 2 değerli ağacın bulunduğunu haber verip, araştırma yapılmasını istediler.
Kuşadası’nın anıt ağaçlarını çalışan ve kitaplaştıran EKODOSD bilim danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Cahit ŞAT hocayla 2 ağacın bulunduğu arazide inceleme yapıldı.
Gemlik zeytinlerinden oluşan bahçenin sınırındaki Memecik türü zeytinlere hiç dokunulmadığı, hatta arazi sahibi tarafından bakımlarının da iyi yapıldığı, genelde yaşlı ağaçların bulunduğu sınırdaki zeytinlerden birinin oldukça yaşlı olduğu görüldü.
Tahminen 1000 yaşın üstünde olduğu düşünülen zeytin ağacının, geçtiğimiz aylarda anıt ağaç yapılan 1755 ve 1022 yaşlarındaki ağaçlara yakın bir alanda bulunmasından, bölgede antik dönemlerde zeytin tarımının yoğun yapıldığı anlaşılmaktadır.
Çevresindeki arkeolojik kalıntılarda bunu göstermektedir.Özellikle özgün bir kliması bulunan verimli topraklara sahip Değirmendere bölgesinde, çoğu kesilmiş olsa da hala buna benzer ağaçların bulunduğunu tahmin etmekteyiz. Bu konuda araştırmalarımız devam edecektir.Bu bölgedeki ağaçların Folifenol değerinin yüksek çıkması ve hemen her yıl Dünya birinciliğini alması tesadüf değildir.Geçmişte sadece 10 yıllık bir süreç içinde kaybedilen 615 bin adet zeytin ağacını unutmadan, yeter ki kalan zeytinlerimizi koruyabilelim.
Asırlardır ayakta kalan ve meyvesini vermeye devam eden tarihin bu sessiz tanıklarını, çocuklarımıza gösterelim ve zeytin ağaçlarının korunmasını teşvik edelim.
İnceleme yaptığımız ikinci ağaç ise bir armuttu. Prof. Dr. Hüseyin Cahit Şat tarafından yaş tespit çalışmaları yapılan Armut ağacının yaşı önümüzdeki günlerde belli olacak. Hala meyvesini vermeye devam eden ağacın, bölgede şimdiye kadar görülen armut ağaçları içinde en büyüğü olduğu söylenebilir.
Ağacın bulunduğu alana birkaç zeytin dikilebilecek olmasına rağmen, Çıkıkçı ailesi tarafından Armutun kesilmediği, bunun nedeninin de, hoş kokulu armutlardan hem kendilerinin yediğini, hem yaban hayvanlarının ve kuşların buradan beslendiğini bu nedenle ağacı koruduklarını söylediler.
Bunlar Kuşadası’nın doğal miraslarıdır. Daha da çok olduklarına inanıyoruz. Çıkıkçı ailesi gibi duyarlı insanların bu tür değerlerimize sahip çıkmalarının örnek oluşturacağını inanıyor ve kendilerine duyarlılıkları için teşekkür ediyoruz.